bir taş düşün, kocaman heybetli bir şey.
bir taş düşün , bir derenin içinde.
bir yanı açıkta kalmış güneş yakıyor
diğer yanı hep ıslak suyun dibinde.
ıslak kalan tarafı azgın akan suyla,
kuru yanı gündüz kavurucu güneşle,
ve her gece ondan bir şeyler alıp giden
yaman bir rüzgarla mücadelede....
bir taş düşün kocaman, heybetli bir şey.
kimi zaman bir kuş konuyor kenarına,
dereye uzatıp minik gagasını,
susuzluğunu gideriyor kollayıp etrafını.
o hem susuz, hem korkak ,ürkek haliyle.
kimi zaman yırtıcı bir hayvan geçiyor üzerinden
onun çaresizliğini kullanarak derenin diğer yanına
kimi zaman yamaçlardan yukarıdaki ormandan
odun toplamış bir orman köylüsü geçiyor katırıyla ve aceleyle .
bir taş düşün kocaman heybetli bir şey
güneşte yanan tarafı serin sularda kalanı ,
serin sularda olanı güneşi, rüzgarı kıskanıyor.
bir yanda haset, bir yanda hasret,bir yanda nefret .
bir taş düşün kocaman heybetli bir şey,
üst tarafı yağmura duacı , alt tarafı kuraklığa
bir tarafı suya , diğeri güneşe hasret .
o taş nasıl da benziyor sana tutkun kalbime,
taş suya, güneşe , ben sana hasret ...