Kim bilirdi acaba bu rezidans kelimesini bir iki senedir bu
reklamlar hayatımıza girmeden önce. Birçok kimsenin de tam manası ile bildiğini
zannetmiyorum. Ukalalık edip büyük sitelerde lüks daireye rezidans derler diye
bir cevap da verip sizi sallayabilir, geçiştirebilirlerde. Sözlük açıklaması da
aynen şöyle rezidansın onu da paylaşalım. ''Rezidans; içinde yaşayanlara hizmet
veren, sosyal donatılara sahip, güvenlik imkânları olan, teknoloji açısından
üst düzeyde olan ve yüksek kaliteli yapı olarak tanımlanabilir.'' ayrıca şu
tanıma da bakmalı. ''Rezidans sözlükte, "oturma, konut, ev, ikametgah,
mesken, ikamet, konak" gibi anlamlara karşılık gelmektedir.''
Dilimiz, güzel Türkçemiz bu rezidans kelimesini çok çabuk kabul etti gibi
görünüyor. Bakıyorum televizyonlarda ki lüks konut reklamlarını hiç kimse
''kaliteli yapı'' kelimesini ya da ''ikametgâh'' kelimesini kullanmıyor. Sanki
rezidans kelimesini kullanınca daha mı çok ev satıyorsunuz?
Artık bu lüks konutlar, diğer bir deyişle rezidanslar sosyete arasında
birbirine hava atmak içinde kullanılıyor zaman zaman. Benim rezidansım senin
rezidansından daha kaliteli ya da benim rezidansım senin rezidansına elli basar
gibi uçuk cümleler. Bizim havuzumuz hem kapalı hem açık. Olsun bizim
havuzumuzda olimpik havuz boyutlarında. Başka bir karşılaştırma, bizim saunamız
var. Sizin varsa bizim de var saunamız hem de iki tane. İyi tamam saunanız var
da ev sahiplerinin hepsi neden yine kilolu. Bizim yürüme bandımız var spor
salonunda. Bizim de koşu bandımız var ne yapalım. ''Oğlum koşu bandı ile yürüme
bandı aynı şey hızlandırırsan olur sana koşu bandı.
En çok da bu rezidans meselesinde İstanbul başı çekiyor. İstanbul'da adım başı
bir rezidans, mantar gibi her yerde bitiyor. Şehirlerin silueti bozuluyor,
özelliği kayboluyor. Rezidansların biraz ilerisinde, insanlar gecekondularda
asgari ücret ile yaşamaya çalışıyor bir iki sloganları ise hiç değişmiyor
''Yıkılmadık ayaktayız.'' veya ''Bu günü de atlattık yarına Allah kerim.''
Zenginler ve garibanlar, fakirler arasında ki büyük uçurum, büyük fark
kapanmadıkça sosyal çalkantılar ve huzursuzluklarda zaman zaman olacaktır.
Bizim atalarımızın güzel bir lafı vardır ''Dünya da mekân ahrette iman.''
derler. Birileri trilyonluk evlerde sefa sürerken, birileri de iki göz oda da
beş altı kişi kalıp yaşamaya çalışıyorsa toplumda adil bir gelir dağılımı
oluşturulamamış demektir. Tabi rezidans diye tabir edilen evlerde hayatını
sürenlere kem gözle bakıp eleştiremeyiz lakin gelir düzeyi düşük insanlarında
başlarını sokacak evleri olmalı mutlaka, devlet eğer sosyal devlet olmak ile
övünüyorsa bunu becermelidir. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...