O bu ülkede yaşayan 9 milyon 677 bin 33 engelliden sadece bir tanesiydi. Engellide olsa herkes gibi önce bir insan, sonrasın da ise engelliydi. Turizm İşletmeciliği bölümünü okuyarak önlisans mezunu olmuş, yüzde 96 oranında ve 42 yaşında olan bir görme engelliydi.
Kimden mi bahsediyorum Celal Kuvettli adındaki engelliden bahsediyorum…
Celal, her engelli insan gibi yıllarca işsizlik sancısı çekmiş ve sonunda 2010 yılında memur olarak işe girmeyi başarabilmişti. Artık o çalışan, hiç kimseye ekonomik yönden bağımlı olmayan ve tüketen değil üreten bir engelli olarak kendi ayakları üzerinde durabilen bir engelliydi.
Eşinden ayrılmış ve bir kız çocuğu olan bir babaydı aynı zamandı. Ailenin tek evladıydı… Bir kız kardeşi 4 – 5 yıl kadar önce bir hastalık nedeniyle vefat etmiş ve tek çocuk olarak kendi kalmıştı. Aile içerisinde, çevresinde ve görev yaptığı kurumda sevilen bir kişiydi. Herkes tarafından engelli olmasına rağmen hayata dört elle sarılarak kimseye muhtaç olmamak için onurluca yaşam mücadelesi verdiği için başarılı bulunarak takdir edilen biri olarak görülürdü.
Görülürdü diyorum ya işte bu Celal Kuvvetli artık aramızda yok. Celal, 19 Ağustos 2016 tarihinde vahşice katledildiği için artık aramızda yaşamıyor.
İki hafta kadar önce 19 Ağustos Cuma günü Celal Kuvvetli görev yaptığı okulda öldürüldü. Hem de vahşice, hiç acımadan aynı yerde çalışan iş arkadaşı tarafından öldürüldü.
Yüzde 96 oranında görme engelli olan Celal Kuvvetli görev yaptığı Malatya Fırat İlkokulu’nda yine aynı yerde Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında zorunlu kamu hizmeti nedeniyle birkaç aydan beri okulda temizlik görevlisi olarak çalışan Mehmet Emin Demir’in öldürdüğü ortaya çıktı. Öldürme nedeni ise okul aile birliğinin parasının bulunduğu kasanın anahtarını almak için olduğu belirtiliyor.
Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında okulda temizlik görevlisi olarak çalıştırılan Mehmet Emin Demir tarafından önce bıçaklanarak sonra da hortumla boğularak vahşice öldürülen Celal Kuvvetli için üyesi olduğu Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği (GÖRBİR) Malatya Şubesi tarafından öldürüldüğü okul önüne siyah çelenk konularak basın açıklaması yapıldı.
Yapılan siyah çelenk bırakma ve basın açıklamasına Görmeyenler Kültür Ve Birleşme Derneği Başkanı Aylin Aslan ile dernek üyeleri, öldürülen Celal Kuvvetli’nin babası İsmet Kuvvetli, annesi Bedriye Kuvvetli ve aile yakınları katıldı.
Benimde
katıldığım basın açıklamasında bir konuşma yapan GÖRBİR Başkanı Aylin Aslan, “Arkadaşımız Celal Kuvvetli,
hem 2008 yılından bu yana üyesi olduğu derneğimiz yönetim kurulu ve üyeleri
tarafından, hem de 2010 yılından bu yanan çalıştığı Fırat İlköğretim Okulu
idarecileri, çalışanları ve öğrencileri tarafından sevilen, başarısı ile takdir
edilen bir karakterdir. Onun planlı, kasıtlı ve hunharca bir şekilde
katledilmesi bizleri derinden üzmüş, yaralamış ve gelecek günler için endişeye
sevk etmiştir. Özellikle; savunmasız ve dezavantajlı grupta yer alan
engelliler, öğretim çağındaki çocuklar ve kadınların okul ve iş yerlerinde can
güvenliklerinin sağlanması yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarca koruyucu
politikaların geliştirilmesi, bu doğrultuda konuya muktedir Sivil Toplum
Kuruluşlarından görüş istenmesi son derece önem arzetmektedir. Bu kapsamda;
GÖRBIR ailesi olarak Denetimli Serbestlik Uygulaması ile görevlendirilen
bireylerin, ruhsal muayenelerinin uzmanlar tarafından gerçekleştirilerek; çalışabilirliklerinin
uygunluğu ve hangi işlerde çalışabileceklerinin tespit edilerek
raporlaştırılmasını talep etmekteyiz. Bu konuda halkımızın ve medyanın
desteğini bekliyor, derneğimiz adına merhuma tekrar Allah'tan rahmet diliyoruz.” dedi.
İşlenen vahşi cinayetin ardından gerek veliler tarafından gerekse de engelli camiasında hırsızlıktan sabıkalı olduğu ve bu nedenle Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında zorunlu kamu hizmeti cezasını çekmek için Fırat İlkokulu’nda görevlendirildiği bildirilen Mehmet Emin Demir’in, ilkokulda görevlendirilmiş olmasına büyük tepki gösterildi. Sabıkalı birinin, cezasını çekmek üzere ilkokulda görevlendirilmesinin mantığını anlayamadıklarını belirten birçok veli, bu görevlendirmeyi yapanlara da tepki gösterirken bazı veliler de, şüphelinin daha önce de okulda hırsızlık olayına karıştığını, ancak bunun okul yöneticilerince örtbas edildiğini öne sürdüler.
Benimde
kafama takılan birkaç soru oldu… Yüzde 96 oranında görme engelli olan bir kişiye okul aile
birliğinin parasının bulunduğu kasanın anahtarı neden verildi? Okulda bu görevi
üstlenecek başka bir görevli mi yoktu? İddia edildiği gibi okulda daha önce de
hırsızlık olayına karıştığı doğruysa neden bu olay hakkında okul idarecileri
bir tutanak tutup gerekenler yapılmadı? Tutanak tutulduysa ilgili birimler
neden bu kişiyi orada çalıştırmaya devam ettirdiler? Daha önceleri hırsızlıktan
sabıkalı olan birinin ilkokul çocuklarının eğitim gördüğü bir okula Denetimli
Serbestlik Uygulaması gibi bir kapsamda nasıl işe yerleştirilir? Bu kişinin
hırsızlık suçu dışında herhangi bir suçu var mıydı? Madde bağımlılığı gibi
tedavi görüyor muydu? Eğer madde bağımlığı tedavisi görüyorsa ilkokul gibi
eğitim kurumunda görevlendirmesi en büyük hata değil mi? Bu hataların sorumluluğunu
kim üstlenecek?
Sözün özü olarak, siyah çelenk bırakma ve basın açıklamasında bulunduğum esnada dikkatimi çeken olaylardan biri ilimizde bulunan 30 civarında ki engelli dernek ve spor kulüplerinin ne yöneticileri ne de üyelerinden hiç kimsenin bulunmamasıydı. Bu konuyu daha sonra GÖRBİR Başkanı Aylin Aslan’a herkese haber edilip edilmediğini sorduğumda bana, “Hemen hemen engellilerle ilgili belediye birim yetkilileri, dernek ve spor kulübü yöneticileri dâhil 80 kadar kişiye haber ettim” dedim. Engellilerle ilgili dernek yöneticilerinin haber edilmesine rağmen böyle bir olayda bulunmamalarını açıkçası yadırgadım…
Engellilerin haklarını savunamayan, sorunlarını araştırıp dile getirerek çözüm üretmeyen, engelli haklarını çiğneyenleri, gasp edenleri eleştirmeyen derneklere ve dernek yöneticilerine verilecek cevabı kamuoyunun vicdanına bırakıyorum…