Bazen diyecek bir kelime bulamazsın, bağı çözülür dizlerinin. Yokluğunda kıyametleri kopardığın o insan gün gelir kalbini paramparça edip ellerine verir. Ne yaptım ne ettim derken koca bir boşlukta bulursun kendini. Onun için bir hiçtin, artık kendin için de koca bir hiç olmuşsundur.
Yapabileceğin bir şey kalmamıştır ve her şey akışındadır artık…
Kırık bir kalple yaşamaya çalışırken çevrende olan biten her şey yolundadır. Kuşlar uçmaya devam eder, arılar bir bir çiçekleri dolaşır, insanlar ekmeklerinin peşinde koşar. Yaşam mücadelesi!
Bütün insanlar senin gibidir aslında, kalbinde dolu dolu kırıklarla ayakta durmaya çalışır. Belli etmek zorunda da değildir, “dışarıdan nar gibi görünür ama içten paramparçadır.” (alıntı)
Senin derdin başkalarına vız gelir başkalarının derdi de senin sırtını yere getirir.
Senin derdin bir insandır başkasının derdi sağlık. Psikolojik olur bedensel olur fark etmez. Dert derttir ama beterin de beteri vardır.
Seni çok sevdiğin biri terk etmişse isyan etme! Otur ve düşün; onun senin hikâyende rolü bitmiştir ve öyle ya da böyle ayrılmak düşmüştür heybesine.
Hayat bir filmdir, biz içinde birer figüran ve kendi hikâyemizin de başrol karakteriyiz. Aynı zamanda sınanıyoruz. Hayatındaki rolünü bu insanlar ve hayatın şartları belirlerken sen de teker teker bu sınavdaki soruları çözmektesin. Hayat bir sınav, kimileri kâğıdını boş verir kimileri bu sınavdan geçebilmek için mücadele eder.
Dünya bir okul, her şeyi yaşayarak öğreniyoruz. Başarabilirsek, insan olarak mezun olacağız içinden.
Kimimizin sınavı insanlarla, kimimizin sınavı sağlıkla, kimilerinin sınavı da mal ve mülkledir.
Çeşit çeşit insanlar çeşit çeşit imtihanlar. Çeşit çeşit de yaralar…
Bizler insanız, severiz değer veririz, kırılırız. Faniyiz, yara alırız, binlerce kez ölürüz.
Benim ne büyük derdim var deme dost, şu kalabalığa bak! Binlerce yürek binlerce yara.
AMA Başarabilirsek, bu okuldan İNSAN olarak mezun olacağız…