…AH SONBAHAR AH…
Sahildeyim.Issızlık,deniz
ve ben…Güneş suyun üzerine iyice çökmüş,denizin portakal
rengindeki parıltıları göz kamaştırıyor. Gürültülü
bir yazın ardından her taraf yine sonbahar
hüznüne ,sessizliğine, büründü.Dağlara,ovalara,ağaçlara hatta insanlara
sonbahar geldi. Dallarda asılı durmaktan yorulan yapraklarda düşmeye başladı
yerlere.Gazelleri bir o yana bir bu yana sürüklemeye başladı rüzgârlar.İnsan
böyle havada yalnız olunca neler neler düşünür. Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup
giden yıllarını ,ilk aşk maceralarını…Geride kalan yılları, erişilemeyen ve
erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak,düşünmek de hoş bir şey.Niye böyle
olur ? Bunu da bilmez insan.Ama zaman zaman bunları düşünmekten,o günleri
yeniden yaşıyor gibi olmaktan her insan gibi bende hoşlanıyorum.İnsanın mutlu
olması ve bu mutluluğu başkalarına da vermesi bazen ne kadarda kolay oluyor
!Ama biz hep ikinci yolu,hüznü tercih ederiz nedense…
Ah
sonbahar ah ! Eylüller estirdin yine içimde.
Sessizlik
canımı sıktı ve birden bire boğazıma bir şeylerin tıkandığını hissettim.Deniz pırıl
pırıl parlıyor,Kımıltısız,ıssız ve yalnız tıpkı benim gibi.