ANLADIM Kİ AŞK
Bir yağmur damlası sandım
ateşi,
Yüreğe düşünce anladım ki aşk…
Kaç dağın ardından doğan güneşi,
Kavrulup pişince anladım ki aşk!
Yandıkça eridi
gözümün feri,
Gemileri
yaktım dönüş yok geri,
Dilek
vadisinde dağların teri,
Kükreyip coşunca anladım ki
aşk!
Kapıyı
kapattım bacadan daldı,
O ünlü acıyı
ruhuma saldı,
Damla damla yakan sızısı
kaldı,
Gözümden taşınca anladım ki
aşk!
Sılada söz edip dile
düşürdü,
Bir kırık kanatla yele düşürdü,
Mecnun ben miyim ki çöle düşürdü,
Sahralar aşınca anladım ki aşk!
Ardına düştüğüm masum bir bakış,
Ebedi âleme özgü bir nakış,
Damladan deryaya doğruymuş akış,
Hay! Deyip koşunca anladım ki aşk!
Kıldan ince köprülerden geçerken,
Acısını yudum yudum içerken,
Ferhat’ın bir başka haliyim derken,
Halime şaşınca anladım ki aşk!
Günbeyli’yle melül mahzun yürüdüm,
Dumanımla kâinatı bürüdüm,
Hem ruhumu, hem bedeni sürüdüm,
Toprağı eşince anladım ki aşk!
Mahmut TOPBAŞLI