KİTAP TANITIMI
Kitabın Adı : Tutumlu İnovasyon
Orijinal Adı : Frugal Innovation
Yazarı : Navi Radjou ve Jaideep Prabhu
Çevirmen : Onur Çelik
Yayınevi : Beyaz Yayınları
Sayfa Sayısı : 340
Baskı : 1. Baskı Kasım 2015 Istanbul
ISBN : 978 975 599 255 6
Okuma başlangıç:
26.09.2016
Okuma Bitiş : 06.10.2016
Okuyana yeni kitap
Önerisi:
1-Six Sigma Yolu
Klan Yayınları
2-Akıldan Bilgeliğe Prasad Kaipa – Navi Radjou
Toplumları; bağımsız, milli, güçlü ve mutlu yapan
faktörlerin başında eğitimden sonra üretim gelir.
Üretimin şekli, verimi, istihdam ve sosyal refaha katkı
oranı da önemli.
Bu kitap, bakış açımda yalnız olmadığımı öğretti bana ve
çok şeyler kazandırdı. Savaş ve buhrandan 60 yıl önce çıkmış
Japonya ve Almanya gibi ülkeler den, endüstri devriminde niçin geride kaldığımızı
öğretiyor.
Birisi profesör, diğeri
uluslararası üretim ve yönetim danışmanı iki yazar, tüm tespit ve
deneyimlerini
Bir kitap ücreti karşılığında sunuyor bize.
Bu alanda tüm yazılı literatürü taramış, danışmanlık
deneyimlerinden vaka örnekleri vermiş, yöneticilerle röportaj yaparak anlatımı
renklendirmiş yazarlar.
Çok büyük bir fırsat olarak algıladığım için, planladığım
kitap okumalarıma ara vererek eseri tanıtma ihtiyacı hissettim.
Nerelerde yanlış yaptığımızı, neyi hiç yapmadığımızı
kitabı okuyunca çok iyi anlayacağız.
Şairliğimiz, yazarlığımız bir yana, teknik eğitim ve
üretime aşık birisi olarak bu ve benzeri kitapların da ülkemde
En az romanlar kadar okunması için elimden gelen her
çabayı göstereceğim.
Okuduğumuzda , masraf
edip zaman ayırmadan, dünya şirketlerinin üretim anlayışları hakkında ön fikir
edineceğiz.
“en büyük olarak değil, en iyi olarak rekabet etmeyi”
öğreneceğiz.
Arge, inovasyonun makine dairesidir. Inovasyon ise, yeni
yaklaşımları, etkin biçimde, değer yaratan sonuçlara
dönüştürmeyi ifade eder.
“Bu kitabı
öncelikle ve kesinlikle kimler okumalı” derseniz, sıralayayım :
Hayal eden, planlayan, üreten, denetleyen, ister aile
reisi olsun ister fabrika sahibi. Her okuyanın
Ufuk ve ideallerini büyütecek bir kaynak. Teknik terimler
sıkıcı gelebilir. Şimdilik anlam veremediğiniz sayfaya
Soru işareti (?) koyarak diğer sayfaya geçmeniz önerilir.
Endüstri, elektronik, elektrik, makine, kimya, inşaat,
mimar, üretim, tasarım, malzeme mühendisi ve adaylarının öncelikle Okuması gereken
bir kitap. Yerel yöneticiler, planlamacılar ve sağlık idarecilerine de büyük
katkı sağlayacaktır.
Analitik düşünen, verimliliği esas alan, çevre faktörünü
de önemseyen bir üretim felsefesini gündeme almamızı vurguluyor. Çöp
şehirlerden kurtulmanın yollarını örneklerle gösteriyor.
Sosyal medyadan sosyal baskı uygulayanlar, yaşanabilir
bir dünya için gösterilen çabayı ilk sıraya almalılar.
Aynı gezegende yaşıyoruz. Bu eser, hepimizin kazançlı
çıkacağı, “paylaşım ekonomisini” çok güzel anlatıyor.
Verimlilik, tutumluluk, insana ve çevreye saygı…
yaşanabilir bir dünya için ön koşuldur.
Bu bir bakış açısıdır, bir azimdir, inançtır, yaşam
tarzıdır.
İnovasyon ve arge idealleri de, bu tür duygu ve
düşüncelerden beslenmelidir.
Beşikten beşiğe (C2 C) tasarım metodu, çevreci yaklaşım
örnekleri veriliyor.
2020 yılından sonra enerjiden önce suyumuzun azalacağı
tahmin ediliyor. Demek ki şimdiden önlem almalıyız.
Tüm inşaat, konut, sanayi, turizm gibi yatırımlarımızda suyu tasarruflu
kullanan projeler geliştirmeli ve yağmur hasadını da ciddiye almalıyız.
Çatılara düşen yağmur sularımız, kanalizasyon yolu ile denize değil, depolara
gitmeli.
En azından temizlik, sulama, araç yıkama, yangın
söndürme, inşaat işlerinde kullanılmalıdır.
Tüm anlatımlar, uluslararası uzman diliyle bir başucu
kaynak kitabı adeta.
Kısaca tasarrufun, endüstriyel versiyonu.
Bireysel tüketimi ikinci plana atarak, paylaşım
ekonomisini teşvik ediyor. Bazen satın almanın yerine kiralamayı öneriyor.
“eğer ihtiyaçlar,
icatların anasıysa, kıtlık da anneannesidir” diyor yazar.
Sürdürülebilir, ekolojik, organik, hijyenik, ergonomik
üretim hedeflenmiş anlatımlarda.
Endüstri devrimini tamamlamış ülkeler, konumlarını
koruyabilmek için, nasıl tasarruflu davranacaklarının da
Hesabını çok iyi yapmışlar. Adeta verimli ve kalıcı üretimin felsefesini yazmışlar.
“ürettik,
pazarladık, sattık, kazandık” günübirlik üretim anlayışının kalıcı bir
hedef olmadığını, kitabı dikkatli okuduğunuzda anlayacaksınız.
Değişime, “ne,
nasıl, neden” sorularının cevabını vererek başlanması öneriliyor.
Tüm üretim süreçlerinin, düzenli kayıt altına alınılarak
dijitalleşme oranının artırılmasın gerekçesi :
“ölçemediğini,
geliştiremezsin” tezi ile açıklanıyor.
“kitap almaya
param yok, okumaya da vaktim yok” diyenleri artık dikkate almıyorum.
Bu yazdığımı okuduysanız, günde 20 sayfa kitap okuma
yeteneğiniz var demektir.
Belki de bize milyon dolarlar kazandırabilecek bir eseri,
bir sigara parası kadar fedakarlık yapıp,
dizi film kadar önemsemiyorsak; yaşama, yaşatma, üretme azmi, cesareti ve
savaşını gönüllü olarak kaybettik demektir.
Bir konuyu daha vurgulayıp tanıtım yazımı bitireceğim.
Ben Liseyi, Teknik Lise elektrik bölümünde okudum. 1978-1982
yılları arası. Öğretilen bilgilerin çoğu aklımızda.
Öğretmenlerimiz en deneyimli kişiler olduğu gibi, öğrenciler de istekli,
sınavla seçilen başarılı öğrenci idiler.
Bugün ise teknik eğitimin geldiği nokta ülkemizde içler
acısı…
Uçak sanayi
kurmayı hedeflemişsek, önce teknik eğitimi uçurmamız gerekmez mi?
Önerim:
Teknik Liselerin, elektrik, elektronik, makine, kimya,
bilgisayar, motor, gıda, ziraat gibi bölümlerinin
Orta okul kısmını da açalım. Orta okulda bu mesleki
bilgilerin teorik ve pratik bilgileri öğretilsin.
1 yılı sadece İngilizce kamp gibi geçsin. Bu okullardan
mezun olanlar, kendi alanındaki liseye direkt devam etsinler.
Bu liselerden mezun olanlar, kendi alanlarında,
mühendislik ya da teknik öğretmenlik bölümünü tercih ettiklerinde
İlave 25 puan hak sahibi olsunlar yerleştirmede.
Bu saydığım 8 ana meslek dalının her birinden 50 şer
öğrenci fakülte mezununa, devlet bursu
ile, dünyanın en iyi üniversitelerinde yüksek lisans eğitimi aldıralım. 3 yıl
devlet kurumlarında çalışma şartı getirelim.
O zaman 10 yıl içinde bir Almanya, Japonya yolunda olamıyorsak, “ yazıklar olsun bize” diyeceğim.
Başka bir kitap tanıtımında buluşmak üzere, neşe,
mutluluk, umut, huzur, gönül bahçenizden
Hiç eksilmesin diyorum.
07.10.2016 Samsun
Ali Rıza MALKOÇ