erimiş madenler gibi sızdın
ördüğüm duvarlardan
bir şekilde buldun gitme demelerimi
her günün sonunda ısmarlamam oldun hayattan
karartıp gözünü korkuların
gün yüzü görmemiş sözcüklerim
aydınlığım oldun
kim bilir belkide karanlığım
şu mevsimin ayazında ırak kalan
sahi şuralarda bir geçmiş olacaktı
üzülme deştiğin yaralar omuzunda diner
nemli bakışlarımın tarihçesi
meşaketli bir yolculuk
her satırda durup
ağzımla tuttuğum kuşlar için
boğazımın düğümlerini çözdüm
küçüğüm
kadersizim
kırık cam parçalarına saplanır ahım
kendi hesaplarında minyatür insanlar
şimdilerde yastığın dikenli ucunda
bayram sabahları
ve göstermedikleri günler için
yeşilin bir damlasında boğuluyor
çocuklarının üstünü merhametle örtenler
düğümlere üflediler
papirüs kağıtlarına yazılan muskalarda
kadim hasetlik yarası
kokuşmuş ağızlardan dökülür
bozulan kuş yuvasının laneti
peşi sıra yaşlılığın acizliği
sancılı günlerin sorgusunda, nedensizlik
sabredip belkilerle sabahladığım geçmişimde
en çokta bilipte susmak acı
sordun
söyledim işte
üzülme
Ayfer Aksoy
4.Aralık.2016
(
Nemli Bakışların Tarihçesi başlıklı yazı
AyferAksoy tarafından
5.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.