Sevgili Esra,
Çay ve gofret için teşekkür ederim…
Karşımda fıkır fıkır mutlu olduğun için de… Geleceğinde daha mutlu olacaksın…
Mezuniyet gününde belki de birlikte oluruz. Sen, ailen, arkadaşlarından ve ben…
İlerde evlendiğin, mutluluktan uçtuğun günde de inşallah, nikâh şahidin olurum,
ailenden izin alabilirsen…
Keşke mesajımı birkaç saat sonra okusaydın diyeceğim ama nasibin o kadarmış. O
yazdıklarımı yazmak kolay olmadı, ama yazılması gerekiyordu… Hatalarınla yüzleşmeden,
üstünü örterek kurtulamazsın. Kendi kendine bu konuda acımaman gerekir ki, geri
dönüş kapıları tamamen kapanmış olsun.
Bütün bunlardan kurtulacaksın. Ama acı çeke gelişir bu süreç. Hz Mevlana’nın
meşhur bir sözü var. Kendini özetlediği, aslında hepimiz adına söylenmiş.
’’Hamdım, piştim, yandım.’’
Büyük günahları işlemiş olmak, baldıran zehiri içmek gibidir. Çoğu kişi için
vakitsiz ölüm nedenidir. İçilen zehirin miktarı ve süresi ile pişmanlığın
derecesi, ölüm- kalım aralığını belirler. Erken yardım isteyenlere, samimiyetle
imdat, affet Mevla’m diyenlere yardım eli uzanır. Ama yeniden sağlığına
kavuşmak zaman alır. Tövbenin ilk basamağı kişinin zihninde oluşur. Yaptığının
günahı içten içe sıkmaya başlayınca göğüs kafesini, sancılanmaya başlayınca vicdanı,
önce günahın büyüsü bozulur. Zevk vermek yerine acı verdiği görülür. Tam
tersidir beklentiyle sonuç. Önceleri önemsenmez. Bu seferlik sanılır. Geçicidir
denilir… Ama zamanla battıkça batıldığının farkına varılır. Bazılarına şeytan
‘’battı balık yan gider, der.’’ ‘’senin için dönüş yolu kapandı, hangi yüzle
döneceksin annene, babana, Allah’a. hem onlar seni bu halinle kabul edecekler
mi bakalım. Kokuştun kızım-oğlum sen. Seni kim neylesin… Bittin sen bittin. En
iyisi keyf almaya bak...’’der… Daha neler, neler.
Bazılarına ise meleğin sesi, Allah’ın yardım eli uzanır. Sen bunlara layık değilsin.
Bırak bu çirkef işleri. Tövbe et. Allah tövbeleri kabul eden, ölüleri diriltendir.
Değil kirlenmek, ölsen bile diriltilebilirsin. Yeter ki yardım dile. Rabbi’nden
yardım iste. O sebepleri de yaratandır. Uzak yakın demez, yardımını mutlak ulaştırır.
İçinden ve dışından, bilmediğin yönlerden rahmetini döker de üstüne, umutsuz
çöllerin kaktüsleri gibi rengârenk çiçekler açarsın. Meyveler verir cennet
kuşlarına yem olursun, süt verirsin. Rabia olursun, Meryem olursun… Allah’ın
herşeye gücü yeter. O’ndan umut kesilmez. O’ndan geldik O’na döneceğiz.
Cehenneme uğrasan da yine O’ndan medet umacak, ateşinin azalmasını isteyeceksin…
Gel bu işi sayılı günlerin dünyasında yap. Bir günü, dünya zamanıyla ellibin
yıl olan ahirete bırakma hesaplaşmayı.
Tedavin uzun olabilir ama nihayeti dünya ölçüleriyledir. Gel, zararın
neresinden dönersen kardır, sözüne uy. Hemen tövbe et, denilir. Daha daha neler
denilir neler…
Sonunda tercih hakkını kullanır, kul.
Tövbe eden kurtulur. Etmeyen battıkça batar… İki âlemini de cehenneme çevirir…
Sen de, senin gibi tövbe edenlerde, düzenli namaz kılar, secdelerde günahlarına
ağlarlarsa, yazdığım duaları okurlarsa, en kısa zamanda aydınlığa çıkarlar. Ama
ne kadar şeytani haz alındıysa o kadar dert edinildiğinden, tedavi herkes için farklıdır.
Bir de tedavi zamanını tayin, eden pişmanlıktaki samimiyettir.
Şimdilik dediklerimi yap. İleride sana bir dua daha vereceğim. Beni en derin
belalardan çıkaran, tecrübe edilmiş bir dua. Üstelik hikâyesini de yazacağım, sana.
Nasıl düştüm, ne kadar düştüm, nasıl kurtuldum. Hata yapan bir sen misin
dünyada…
Beni gördüğünde rüyada veya dünyada, kucaklaşmak üzere koşmanı isterim,
utanmanı değil. Senin yaşın kaçta günahın kaç. Gel günah nasılmış anlatayım sana.
Kimleri gördü bu gözler, kimleri okudu bu dil. Kafanı kaldır. Yalnız secdede eğ
o başını. Herkes kendince bin beter. Kuldan değil Allahtan kork… Kulun iradesi
Allah’a bağlı. O istemedikçe, sen istemedikçe kimse sana bir şey yapamaz. Sen
kendin istediğini ve Onunda verdiğini biliyorsun. Şimdi istediğini de o zamanki
kadar kesin iste. Verilecek, hiç şüphe yok.
Yeniden yazışmak üzere hoş kal hoşça kal.
Başını kaldırıyor inşaallah, alnından öpüyorum…
Tarih:26 Kasım 2008 Çarşamba 22:31:09
RE: RE: RE: RE: RE: RE: RE: RE:
Hayırlı geceler hocam
Hiçbir şey sizinle yazışmak kadar gerçekçi değil hocam. Tek sizinle huzur
buluyorum biliyor musunuz? Ağlamama da vesile siz, gülmeme de… Rabbim´den sizin
öğrenciniz olmayı istiyordum hep biliyor musunuz, İçten içten zikir verir mi
bir gün bana da diye geçirdiğim oluyordu… Şimdi sizin öğrenciniz olmayı geçin
hocam, sizinle bütünleştim… Ağlamam, gülmem, düşüncem siz, sizin dedikleriniz…
Farkındayım hocam, konuştuğum kelimeler bile sizden bir parça, arkadaşlarıma
kurduğum cümleler de… O kadar sizdeyim… Elhamdülillah…
Sakinim hocam şuan… Belki de alnımdan öpüşünüz rahatlattı beni. Ya da
evlenirsem bir gün eğer, nikâh şahidi olmamı istemeniz ya da mezuniyet
sevincimi sizinle yaşayacak olmam… Hepsi hocam hepsi sakinleştirdi beni tek…
Mutluyum, huzurluyum…
Aslında bu huzur Rabbime inanışımdan… Dediklerinizden… Bir gün katında tertemiz
olacağımdan… Ettiğim istiğfardan, zikirden, namazdan… Tıpkı ağlamalarımın da
onlardan olması gibi… Yavaş yavaş bütünleştiğimi hissediyorum… İstiğfar
getiriyorum da Peygamber Efendimiz s.a.v. gibi hocam, kalbimde çok tuhaf bir şeyler
oluyor bazen, gıdıklanma gibi, tarif edemem o hissi… Bir hoş gariplik… Bazen
huşuyu yakalıyor gibi oluyorum, namaz esnasında o tuhaflıktan kalbime nasıl
heyecan basıyor… Çok tuhaf bir heyecan… Güzel mi güzel…
Ama haklısınız hocam. Dünden beri düşündüğüm mevzuu dile getirdiniz… Kaç
senedir batıyorum diyordum kendi kendime, hemen, bir anda bekleyemem
silinmesini… Acı çekmekten korkmuyorum. Hatta acı çekememekten korkuyorum. Beni
yavaşlatır diye düşünüyorum… Her an tertemiz olana kadar, günahlarıma, aynı
zamanda şükrüme, arındığımda da yine şükrüme ağlayayım… Geçmişteki şükürsüz
günlerimi getireyim de aklıma… Şükretmenin zevkine varayım… Yavaş yavaş yeniden
doğarken, güneş gibi… Geçmişim de karanlığa gömülecek aynı yavaşlıkla…. Şimdi
tan zamanındayım… Ne kapkara, ne apaydın… Arada, derede gibiyim… Bi huzurdayım,
affedilme umudundan dolayı ve Allah´a dönüşümden dolayı… Bir de o karanlık
geçmişe baktıkça… Ahh hocam… Aahhh… Biliyorum, inanıyorum… Başaracağım bir gün…
Çünkü siz de inanıyorsunuz bana…
Şimdi bir önceki mesajda yazmaya cesaret edemediğimi yazıyorum hocam.
Ellerinizden uzunca öpüyorum… Tüm umudumla, tüm sevgimle… Hoş, sevgim hep bende
ya zaten… Öpüyorum hocam yeniden ellerinizden… Ve inşallah diyorum, mezuniyet
törenimde de nikâh masamda da benimle olursunuz. Yine her zaman olduğu gibi
benimle olursunuz... Canım hocam benim…
Tarih:27 Kasım 2008 Perşembe 16:32:26
RE: s.a.
---------------------«»---------------------
Esra ( 11.27.2008 )
---------------------«»---------------------
Hocam,
Yardım edin noluurrr. Bitsin istiyorum, telde bitmesin diye yalvarıyor. Ne
yapacağım! Çok mutsuzum, çok çaresizim hocam! Okuldayım, olur çabuk mesaj atın
hocam.
---------------------«»---------------------
Esra,
Sakin ol...