Yaşatmış olduğun tüm negatifliklerini al ve ardına
bakmadan git
gideceksen fakat; berbat ve bedbahtlığınla
anılacaksın istemsizce her lisanda 2016!
Hiçbir anlam yüklemediğim yeni yıla “güle güle, gel
geleceksen 2017” demenin ötesinde.
Takvim yapraklarına bakarsak, bir yıl daha bitti.
Yeni olan tek şey takvimlerdir yani.
Bir yılı daha gömdü dünya gözyaşlarıyla kanı karmalayıp.
Önemli olan, doğumla ölüm arasındaki o kısacık
çizgide, ezan ile
başlayıp salâ
ile sonuçlanan zaman diliminde, “gök
kubbede hoş bir sada” bırakabilmek.
Yoksa, bir yıl gelmiş, bir yıl geçmiş çok mu
önemli?
Umutlarını
yeni bir güne, olaya, olguya bağlamak da
isteklerimize, umutlarımıza koyduğumuz en
büyük çizgi umutlu bekleyiş.
Her
türlü sıkıntımızın ilacı zamandır ve bir
yıl da bir zaman dilimidir.
Peki
bizler zamana müsaade ediyor muyuz ve zamanın (yılın) iyi geçmesine katkıda
bulunuyor muyuz?
Hiç aklımıza gelmez değil mi? Ânı, ya da
zamanı iyileştirecek olan biz insanların sergilediği bireysel tutumlarıdır.
Seneler hayatımızı saatlere, günlere, aylara bölerken
bize nice zamanlar sunuyor değerlendirmek için.
Çokca okuyarak, yazarak, anlatarak, en
önemlisi de organize olarak,
sivil toplum örgütlerimizle,
basınımızla, medyamızla,
Bu ülkenin sahibinin, bu millet
olduğunu, milletin tercihinin de esas
olduğunu, bu tercihin de demokrasilerde
çoğunluk oyu ile
belirlendiğini, bu sebeple de, ancak
tartışmasız çoğunluğun
tercihine, azınlığın saygı ile riayet etmesi
gerektiğini de vurgulamadan geçmeyeceğim.
Geçmişin, geleceğin muhasebe ve planlamaları
doğru yapılsın dilerim.
Toplumsal barış olsun, ekonomik istikrar olsun,
huzur olsun, sükun olsun.
2017 yılı da merhum 2016 gibi heba olmasın.
Güle güle gel yeni yıl. İyiliği, şefkati, merhameti “biz” kelimesini, sevgiyi ve
saygıyı ceplerine doldurmayı
unutma gelirken olur mu?
Hoş ve hoşlukla gel 2017…
Ayser
ÖZBAKIR