...
Sakin ve gösterişsiz bir hayat
Yaşlandık be dostum
Şakaklarımı okşayan kırlar
Dökülüyor be dostum
Dudaklarımdaki gülüş tükeniyor mu?
Kâh ağır aksak kâh dört nala
Ala mı geçti desem ala...
Kâh hüzün kâh sevinç
Kâh gurbet kâh sıla
Razıydık çıkan fala.
Baş eğmedik inanınca
Ya da uysalca
Sustuk bazen
Gülmedik yıllarca
Yaşlandık, yaşlandık be dostum
Şafakla yatıştırdık
Keşkelerimizi
Duaya açtık ellerimizi
Gülümsedik güneşe sıkıntılar içinde
Karanlık eşiklerde
Güzel kokular soluduk çiçeklerden
"Büyülü bir gerdanlık gibi" astık boynumuza
O minik ellerle babalığı...
Tatdık zarifliğini
Yaşlandık, yaşlandık be dostum
Mahmuzladığımız hayat
Bir yıldız gibi parladı karanlığın içinde
Göğsümüze oturdu mutluluk
Gecenin içinde gıcırdasa da
Umutsuzluk
Uçan bir halıya binmişcesine
Boncuklar gibi yuvarladık yılları
Allah bilir ne kadar uzak ne kadar yakın ölüm
Düşlerimizi çiziyoruz hiç ölmeyecek gibi
Yaşlandık, yaşlandık be dostum
Adının harflerini
Yüreğimize yazarken sevgilinin
Her saçını okşayışımızda
İki damla göz yaşı soruyor
Daha ne kadar sürecek diye
Sonsuz şiirler susacak mı?
Çarşıda, pazarda satılmıyor hayat
Boşuna aramayalım
Bitecek deruhte ettiklerimiz
Yaşlandık, yaşlandık be dostum
Mehmet Fikret ÜNALAN
31.12.2016 Saat 01.15
Yıl biterken...
Batıkent/Ankara
(
Yaşlandık Be Dostum başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
31.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.