BEN VE KÖYÜM  10

Mustafanın bir haftalık cezası dolmuştu okula gitmeyi dört gözle bekler hatta o gece uyuyamamıştır 
Sabah acele acele defter kalem ne varsa toplar sabah kahvaltısını yapmadan çıkar annesi bağırır kahvaltını yap Mustafa derken kapı kapanır.
Mustafa okula çok erken varmıştır  heyecan ile okulun duvalarına bakar  
Duvarlara konuşur ve bakar okul girince başını  avuçlarına almış cepleri sökük  pantolonu yırtık biri' okul bahçesinin temeline oturmuş  Mustafanın dikkatini çeker ve yanıma varır  Mahsun bir göz  bir göze nasıl bakar  iki dağın çarpışması gibi ve Mustafa kesik  bir sesle sorar yenimisiniz burda? oturan evet der isminiz ne tanışa bilirmiyiz  çocuk adım Osman der yetim Osman  yeni geldim okula, annem babam yok burada amcamlarımın yanında kalıyorum okumak geldim.Tabii ki Mustafayla Osman tanışmışlardır iki yetim ikiside gariptir işin birde garibi Mustafa ile aynı okulda dır  Mustafa bir hafta cezalı olduğu için arkadaşının geldiğinden habersizdir desr başlayasıya kadar orada sohbet ederler birbirine dertteşirler Konuşurlar bir biriyle. 
Ve ders için içeriye girerler


Mustafa'nın geldiğini gören arkadaşları Mustafa ya Öyle uzaktan gülümseyerek  bakarlar alay alırcasına alay edercesine Mustafa'ya bakarlar Mustafa aldırmadan masasına oturur Osman tam arkasında oturmuştur öğretmen geliyor ders başlar ders çok güzel geçer birinci ders 2 ders derken o gün biter Akşam olur Mustafa rahat uykusuna yatar ama o gün Osman'ı tanıdığıma çok memnun olmuştur Osman'a öyle içi ısığınmıştır ki yatıren  bile onu düşünmüştür dostluğunu arkadaşlığını. derken birkaç ay Geçer tabi Mustafa'nın arkadaşları Fadime hanımın kızı mustafa aynı şekilde davranışlarını devam eder itişmeler kakışmalar derken zaman geçip gitmektedir  


Bu zaman içinde Mustafa ve Osman'ın dostlukları daha birbirine kenetlenmiş tir Mustafa'nın annesi Gülsüm Hanım da Osmanlı çok sevmiştir artık zamanın hızına erişilmez bir gün yine okul biter Akşam olur  Mustafa ve annesi eve geliyor Fadime yine adamlarını Gülsüm'ün evine Yollar adamlar gece içerler sarhoş havası verip akşam Gülsüm'ün penceresinin önüne gelirler ve başlarlar laralar atmaya bağırmaya çağırmaya
Gülsüm Işıkları kapatır perdeleri çeker ne yapıyorsa bir türlü bu olaydan kurtulamaz  bunu Hüseyin'e de anlatamaz bunun içinden nasıl çıkacağını düşünüyor ama bir çıkar yol bulamaz ertesi gün olur okula işine gider Mustafa Osmanı da çağırır Mustafa'yla Osman'ın evleri yakındır Sabahları giderken Osman'a çağırır Akşamları gelirken beraber gelirler ama Mustafa Osman'a diyemez her gelişinde Osman'ın üzerinde böyle çok acayip bir kokular gelir sevdiği arkadaşı olduğu için ona sen kokuyorsun pis kokuyorsun diyemez.

Ve o gün ders biter Akşam olur eve gelir Mustafa bu durumu annesini Anlatmak ister anne Osman'ın üzerinde çok acayip bir koku var okulda bütün arkadaşlarımı kokudan rahatsızdır . Arkadaşlarım alay ediyorlar Gülsüm :oğlum git al gel de burada banyo yaptırayım der belki orada banyo yapamıyordu sıkılır belki burda seninle yapsın, Mustafa buna çok sevinir Anne hemen çağırıp geliyorum der ve Mustafa evden fırlar  Osmana çağırmaya gider kapıya vardır ama onu nasıl eve davet edeceğini bilemez başlar kapıya vurmaya komşu kapıyı açar Buyur evladım ne vardır Mustafa yenge Osmana çağırabilir miyim bir dersim var Anlamadığım onu Osman yapmak istiyorum der ,kadın ters ters bakar Mustafa'ya git dersin kendini yap .
Dersini yapamıyorsunda Okula niye gidiyorsun diye Mustafa'ya bağırır Mustafa yalvarırken  lütfen yapamadım dersimi Yarın Öğretmenim beni döver bana bağırır çağırır lütfen Osman bana yardım etsin diye kadına yalvarır.
Mustafa'nın amacı Osman'ı eve götürmektir tek derdi budur bunun için kadına öyle dillerde döker ki.
Kadın en sonunda pek iyider Madem git çağır Osman'ı al götür evinize der kadın sinirlenmiştir asabi  asabi hırçın  Taylar gibi bakmıştır Mustafa'nın yüzüne Oysa Mustafa öyle bir sevgi şefkatle gelmişti ki ama Mustafa tarzını bozmaz şekli ve simasından taviz vermez tabi yende  gjdip ben hemen Çağırayım Osman eve doğru koşar kadın şöyle Gür sesiyle öyle bir bağırır ki Mustafa Mustafa Nereye gidiyorsun der Mustafa bir anda durur yavaşça kadına bakar yenge Osman'a çağırmaya gidiyorum çağır demiştiniz ya, Kadını söyle Keskin gözlerle bir daha bakar Osman evde değildir Mustafa Hayırdır yeni bir arkadaşına mı gitti 'yoksa .

Hayır Osman ahırda kalıyor der Mustafa şaşırmıştır Şaşkın şaşkın aval aval kadının yüzüne bakar Mustafa kafasını söyle Hafifce  ahırdan tarafı çeviriyor Mustafa anlamıştır Osman'ın neden hergün pis kokularla geldiğini kadın tekrar bağırıyordu duymadın mı Mustafa git ahırda Osman onu oradan al evinize götür Dersinizi yapın der Mustafa sanki yıkılmıştır hemen koşarak ahır kapısına doğru gider

Yavaş yavaş ahır kapısını açar Mustafa içi burkula burkula kapıyı açar içinde Fırtınalar korkmaktadır Mustafa'nın hafifçe seslenir Osman Osman ses gelmez tekrar seslenir.Osmana bir bakar ki ahır içindeki batma da uzanmış Osman yatıyor uykuya dalmıştır Osman .5 -10 dakika Mustafa Osman'ın yüzüne bakar insanlığı düşünür insanlara bakar insanlığın bu kadar alçaldığını bu kadar nankörleştiğini görür insanlığın orada o batma da battığını görür

Osmanı sallar Osman kalk osman osman kalk , Osman gözlerini ovalayarak   bakar  Mustafa Mustafa sen mi geldin hoşgeldin der demez kendini toparlayip  Osman Mustafa'ya çaktırmamak için ben de mallara yem vermek için gelmiştim burada uyumuş kalmışım der Ama Mustafa her şeyi biliyordur Osman ne kadar yalan söylese Mustafa her şeyi biliyordur senin hiçbir şeyi gizlemene gerek yok işte Garibin gururlu ve onuru budur bir Osman da işte insanlığın ölmediğini gururum ve karakterin hala yaşadığını anlatan bir Onur vardır Osmanda 
 Mustafa Gel bize gidiyoruz   Işıkları kapat benim bir ders vardı onu anlamadım Bana biraz yardım edermisin der ikisi de Çocuk dahi olsa ikisi de birbirinin gururunu yıkmamaktadır ve oradan çıkarlar komşu kadın pencereden bakar ikisinin gidişine insanlığından utanmaz ama onlar gururları ile dimdik giderler


Ikisi eve vardıklarında Gülsüm onları güler yüzle karşılar yemek hazırlamıştır sıcak çorba pilav ayran az da olsa sofrada hazırdır Mustafa annesine bir şey demez Mustafa arkadaşının gururunu yıkabilir miydi annesi dahi olsa  Söyleyebilir miydi annesine söyleyemez o arkadaşının gururunu yıkamaz çünkü  onun  gururuydu . Osman'ın elinden tutar lavaboya götürür ellerini yıkarlar sımsıcak çorbasını içenler yemeğini yerler biraz kitap okurlar.
Bu arada Gülsüm ikisi için de banyo hazırlamıştır mustafa'nın elbiselerinden de hazırlamıştır ve ikisini banyoya kadar İkisi de çok güzel  tertemiz banyo yaparlar geceliklerini giyerler uyurlar o gece 
Mustafa'nın evinde kalırlar 

Gülsüm okula giderken Mustafa ve Osmanı tembehler öğlen yemeğinde eve geleceksiniz der birkaç gün iki üç gün üç beş gün böyle geçerken komşu kadın rahatsız olur ve Gülsüm'ün yanına gelir  bakar ki Osman tertemiz buz gibi kadın utanır biraz ama böyle bir insanda bir utanma Arı olabilir mi

Kadın Osmanı götürmek ister ama Osman gitmek istemez  kadının gönülsüzde olsa 3-5 kere üsteler  Osman Hadi gidelim eve der Ama Osman gitmek istemez kadın zaten götürme niyetinde değildir Gönül almaz sözlerle bunu söyler Osman bunu fark etmez mi oyanan ciğer o yanan yürek bunu fark etmez mi . kadın Gülsüm'e şöyle bir bakar bundan sonra Bunun sorumlusu sensin anası da sensin Babası da sensin Osman sizin olsun der kadın Kapıyı çarpar çıkar gider

Osman'ın boynu bükülür ama Gülsüm Üzülme oğlum Üzülme der Sen benim evladım indir boynu bükük Osman Mustafa ile oturuyorlar artık Bundan sonraki günlerin Mustafa'nın yetim Osman'ın günleri beraber geçecektir
Gülsüm bir kızını kaybetti ama Allahu Teala ona bir olanı Bak şimdi Aradan zaman geçer zaman öyle geçer ki Su Misali kadar gider

Aradan geçen zaman içinde Osman ile Mustafa artık ergenlik çağına gelmişler hafif hafif bıyıkları bitmiş yeni yeni Serpil mi ye başlayan delikanlı havası vermektedirler
Gülsüm ev işiyle uğraşırken Mustafa ile Osman şöyle biraz mahalleye çıkmak isterler ikisi çıkarlar mahalleye Mustafa der ki Osman Gel seni bizim önceki kaldığım bir bağ evi var oraya götüreyim seni der Osman Tabii hiç görmemiştir orayı musrafayi kıra bilirmi hiç Tamam Mustafa gidelim der ikisi bağ  evine doğru giderler
Mustafa Osmana bağ  evinde yaptıklarını anlatır bag evini dolaşırlar anıları tazeler Mustafa Bu arada ilerden bir bağırtılar çağırtılar  sesleri gelmektedir tabii Mustafa oradaki nin Hüseyin Bey'in eşi Fadime olduğunu bilir bu durumu Osmanna açıklamaz ama onlar yürüdükçe gezdikçe bağırtılar çağırtılar daha da hırçınlaşır tailerlere gelmeye başlar yolunda gitmeyen bir şeyler vardı bu belliydi gelen seslerden görültülerden bu belliydi bir terslik vardı bu işte

Mustafa Osman'a Bu arada Hüseyin amcasını anlatır Hüseyin'in nasıl biri olduğunu daha önceden onları nasıl koruduğunu onlara nasıl iyilikler yaptığını ve aşağı köyden onları alıp geldiğini Burada oturduğunu ve ondan sonra köydeki bir eve yetiştirdiğini köyden bir ev bulup annesinin okulda işe  başladığını baştanbaşa anlatır Osman gözleri dolar ne iyi bir insanmış der nasıl bir insanmış Hüseyin abi  ondan Rabbim razı olsun der 
Bu arada ilerden seslerin  hala yüksek bir şekilde gelmekte olduğunu duyarlar Osman Mustafa burada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır varıp işine biraz yaklaşalım Bir bakalım Belki yardımcı oluruz der Mustafa hiç karışma Osman der Hüseyin ağabeyin işi Fadime Hanım O Hüseyi abi  anlattığım kadar iyi biri değildir onun ve kızının yaptıklarında anlatır Osman ne yapacağını bilemez Kadere Bak der Osman böyle bir insana böyle bir kadın nasıl düşmüştür derken iki el silah sesi gelir  



Osmanlı'da Mustafa birbirine bakar Şaşkın şaşkın dururken iki el daha gelir hayretler içindedirler üzüm Bağları'nın arasından koşarak oradaki boş depoya doğru giderler oradaki olan Durumunu merak eder ikisi de yavaşça Deponun penceresinden bakarlar İçerdeki Hüseyin hanımı Fadime dir elinde silah Yerde yatan bir ceset yerdeki de Fadime'nin dostudur Fadime'nin dostu deli Yaşardır bu yerdeki yatan Fadime dostunu ve arkadaşlarını her gece Gülsüm'ün evine içip içip gönderiyordu artık deli Yaşar daha fazla şeyler istiyordu daha fazla Para istiyordu daha büyük işler yapmak için Gülsüm'ü rahatsız etmek için Fadime'den daha çok şeyler istiyordu daha çok para istiyordu Fadime bunlara Hayır demişti işte Bu ses bu gümbürtüyü ondan çıkmıştı ve dayanamayıp Fadime deli yaşarı bunun için orada öldürmüştü

Fadime panikler için deydi Adam ölmüştü Bir o yana bir bu yana koşuyordu ne yapacağını bilemez halde il Osman ile Mustafa Pencereden bakıyorlardı Fadime elinde silah Çok acil bir haldeydi ağlaya ağlaya uyandım yanına koşuyordu Ölü Adamın nasıl yok ederim diye düşünüyordu bir anda pat çat diye bir ses ortaya çıktı Osman'ın ayağını kaymış Osman yere düşmüştü bu sesi duyan Fadime koşarak cama geldi baktı Osman ile Mustafa çekti Tabancayı onları içeri çağırdı Onları zaten durumu biliyordu Osmanla ile Mustafa korka korka içeriye girdiler Fadime onları tehdit ediyordu onlara çok güzel vaatler veriyordu çok para vereceğini söylüyordu tek şartı suçu birinin üstlenmesi idi onlara çocuk olduğu için iki üç sene üç dört sene yatıp Çıkacaklarını anlatıyordu Osman Tamam dedi ben üstleniyorum dedi

Osman suçu işlenmiştir ama Osman'ın da bir şartı vardı Osman'ın tek şartı Gülsüm teyze ve Mustafa'nın tüm giderlerinin sağlanması onlara bir iyi bir Hayat bahsedilmesi Fadime Bunu hemen evet demişti zaten Karakola haber verildi haberi deha yoktur karakol geldi cenazeyi kaldırdığı Osman'a vurdu kelepçeyi götürdü Mustafa tek başına kaldı Mustafa koşarak annesinin yanına gitti ama annesinde bir şey diyemiyordu Gülsüm Osmanlı sordu Mustafa konuşamıyordu oğlum Osman nerede Mustafa Osman nerede diyerek Salladın Salladın Salladın Mustafa'yı Mustafa konuşamıyordu Mustafa Ağlıyordu ve Mustafa onun  bir adam öldürdüğünü onu jandarmaların götürdüğünü anlattı Gülsüm hayretler içindeydim nasıl olur böyle bir şey inanamıyorum Mustafa bütün olanı annesine anlattı ve bizim için anne dedi Osman Bu olaya üstlendi dedi Gülsüm bunu kabul edemez Mustafa annesini önüne geçti anne yapma dedi Gülsüm hayır dedi O kadın cezasını çekmeli dedi

Gülsüm Hayır diyerek bağıra bağıra Fadime'nin evine gitti Fadime durumu anlamıştı hemen Gülsüm'ü tutup arkaya çekti konuşma dedi sana çok para vereceğim dedi artık bu olay kapanacak dedi küstüm Hayır diyordu onu karakola gidip Osmanlı kurtaracağım diye haykırıyordu görürsün ama Fadime Hayır diyordu Fadime çok kurnazdır çok kurnaz Bir kadındı hemen Osman'ın amcasının evine gitti durumu Oradan bağladı amcasını bir çanta dolusu para götürdüğü parayı teslim etti amcasının sesi çıkmadı Gülsüm ne kadar Bağırsa  çağırsa da artık boştu Osman'ı Kurtarma imkanı yok Osman katil damgasını yemişti

Gülsüm  karakola gitti olayı anlattı ama hiçbir söz geçiremedi hiçbir şey ifade edemedi arada parayı kazanan Osman'ın Osman'ı ahırda yatıran amcası olmuştu Gülsüm yine parasız yine  yardımdan mahsur kalmış üstüne Üstelik daha da düşmanın sahibi olmuştu Gülsüm bütün olayları Hüseyin'e anlattı ama ne yapabilirsin onu da yapacak bir şey yoktu artık Günden güne sanki Gülsüm'ün evine bir ateş atılmış bomba atılmış gibiydi. Fadime bunu düştükçe  çıldırıyor düşündükçe deliriyor Günden güne Gülsüm kin bağırıyordu artık daha kötü olaylar Gülsüm'ün kapısında bekliyordu bundan kaçınılmazdı

Harun yıldırım. /...



( Ben Ve Köyüm-10 başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 1/24/2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu