Yağmur Taneleri
Ben sizi, o asi
bakışlarınız ve gülüşünüzden tanımıştım (* )
Yoksulluğa buz kesen
sersefil gecelerden
Sokaklardan
Ve karanlığın kör gözüne
sığınan gecekondu evlerinden
Ay ışığından
Ateş böceği gibi yanıp
sönen yıldızlarından
Ve esaretinden karanlığın
Göçüp geldik dağlarına
kavganın
Karanlığın kıyısından
Kulaç attık ışıldayan
kıyısına güneşin
-Sarı ve sıcak- ayak
basıp kıyısına
Ana kucağına sığınır gibi-çocukça-
sığındık sıcağına…
Aşkın ve kavganın
ortasına dökülen nehir
Ve dağların doruğundan
yüzünü gösteren bir güneş gibi
Ağlaşan çocukların -gülüşen-
düşlerine doğduk ansızın
Ve bir masal anı kadar
güzel olan sevincimizi
Kırık dökük ve elimizde -ne
var ne yoksa- arta kalan
-ve son nefesimize kadar-zulamızda
hep saklı duran
Düşümüzü, gülümüzü ve
gülüşümüzü paylaştık
Sarıştık, barıştık, karıştık
gülüşüne hayatın
Yıkık bir sokak
tenhasında
Silah seslerinin
yankılandığı bir dağ
Hüznüne tutsak düştüğümüz
bir meydan ortasında
Bir dosta sarılmanın
Ve özgürlüğe koşulu bir kavganın
aşkiya güzelliğinde
-karşılıksız- ve yaşamak
kadar güzel severken insanları;
İçimizde kanayan ayrılıklar
Yüreğimize düşen hasret
Çiçeklerde kan lekesi
Ve bedenimizi yakan
kurşunların ağırlığıydı;
Gökte kayan yıldızlar
gibi -ışık hızında-
Sonsuzluğun dibine düşüren
bizi…
Ve biz,
Dağlarda; çiçeklerin insanı çıldırtan
güzelliğinde
Ve şehirlerde;
Göz göze bakışmanın ve ele ele tutuşmanın
sıcağında
Ve sokaklarda;
Barikatların ardında aşklar biriktirip, aşk
için ölesiye dövüşenler;
Hepimiz; devrim yüklü bulutlardan
Özgürlük çiseleyen birer yağmur tanesiydik
aslında;
Halkların yüreğine sevda sevda
Sokak sokak
Umut umut
Sırılsıklam gülüşlerle damlayan...
Mayıs 2017
Savaş karaduman
(*)Kim ne derse desin; ne de olsa insanız… Ve biz, bir
gerçekliğin “gurur duymak” ve “ yokluğunuzu ağır bir biçimde içimizde hissetmenin”
o yaman ve dayanılmaz çelişkisi içindeyiz…
Kim ne derse desin;
yüreğimiz ağlamaklı, gözümüz yaşlı ve ama aynı zamanda size yakışmak için gülmekteyiz…
Kim ne derse desin;
dizlerimiz ölüm haberlerinin ağırlığını taşıyacak kadar güçlü değil aslında, yorgunuz,
bitkiniz… Ve ama –yokluğunuzu hiç değilse “güzel” karşılayabilmek için belki
de- dimdik ayaktayız…
Giderken ardınızda
bıraktığınız resimlere ve yüzünüzden taşan o bitimsiz gülüşlere bakıyorum da
şimdi; Bu kadar da güzel gülünmez ki be çocuklar…
Tam da istediğiniz gibi
dünya halklarına armağan ettiğiniz o büyük mirası; yani o muhteşem gülüşünüzü,
en çok ihtiyacı olanlardan başlayarak aramızda eşitçe pay ediyoruz.
Gözünüz arkada
kalmasın…
(
Yağmur Taneleri başlıklı yazı
Savaş tarafından
8.02.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.