Sor oğul… Haberi var mı Oba’nın
Karabağ hep kıştır… Artık yaz’ı yok!
Sürüsü dağılmış dağda çobanın
Kırılmış kavalı… Tarı, sazı yok!
Dört taraf kapalı… Yolları çıkmaz
Camları ışımaz… suları akmaz…
Düşman içeriye bir lokma sokmaz
Hocalı’nın sofrasında tuzu yok!
Ağdam yolu ceset hep öbek öbek
Serçe uçmaz… Kanat çırpmaz kelebek
Anasının kollarında bir bebek
Çırılçıplak… Kundağı yok, bezi yok!
Uzakta gördüğün sanma: Taş… Kaya…
Sekiz baş aile dönmüş mumyaya
Oğlanın anaya, kızın babaya
Bundan böyle sitemi yok, nazı yok!
Şubat bitti… Elim yetmez bahara?
Ben ne deyim ses etmeyen o yâr’a?
Bir bak yerde yatan şu ihtiyara:
Karlar dolmuş… Kaş altında gözü yok!
Hocalı! Hocalı! Geçmiyor sızın
Gören var mı? Nerde ayın, yıldızın?
Saçları upuzun bir taze kızın
Gamzesi… Kirpiği… Gülen yüzü yok!
Dünya soykırımı almaz onay’a
İsterler ki bu yara hep kanaya…
Bizden selam olsun toprak anaya
Dostların adı var burda öz’ü yok!
Ahmet Köken