Dünyada Herşey Yalan Ölüm Gerçek
Güne bir ölüm haberiyle başlıyoruz.Kıymetli meslektaşım Döndü Polat hanımın daha önce-
ki yıllarda öğrencisi olan İsmail Erkahraman'ın
ölüm haberi...Döndü hanım: Çok sessiz,saygılı
bir öğrenciydi ölümü beni çok derinden üzdü..
Bugün ölümü düşündüm..Ölümün sessizliğini..
Dünya hayatının geçici ışıltısına aldanıp istek
ve arzularının peşinde yok yere tükenir,heba o-
lur bir ömür.Hayat bir ağacın yaprağı gibi sav-
rulur,yaşam içinde oysa ki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir..Aldığımız ve verdiğimiz her nefeste
nefesin yarısı yaşam,yarısı ise ölüm için alınır...
Ne zaman hak vaki olacağını bilemeyiz.Şayet
bilmiş olsaydık huzurlu bir yaşam olmazdı.Bil-
mediğimiz halde ölüm bize yakındır....Hatta al-
dığımız nefesten veya saçımızın her telinden.
Bu hayatta ölüm bir son mu?yoksa sonsuzluğun
başlangıcı mı?Ölüm korkulacak bir vakıa mı?
Tabiiki değil,olmamalı.....O halde ne yapmamız
gerekir?
Düşünmek ders almak,ona göre yaşamak ama
korkarak değil sonsuz yolculuğa hazırlık yapa-
rak gönül sultanları ölüme sıcak bakmışlar..
Mevlana:Ölümü bir düğün gecesi ve Allah'a vus-
lat olarak görmüştür..
İncitmemeliyiz hiç kimseyi.Bir şansımız daha ol-
mama ihtimalini hiç unutmamalıyız...Bütün can-
lılara sevgiyle,merhametle yaklaşalım.....Bitki ol-
sun,hayvan olsun her canlının yaşama hakkı var
bu dünyada.Enerjimizi insanlığın ortak vicdanın-
da buluşturarak sevgi ve barışa harcayalım....
Dünyada ölüm var her doğan yaşasın.Onun kav-
gasını verelim.Allah nizamını tüm insanlığa ye-
tecek kadar yaratmış,kimsenin nasip ve kısme-
tinde gözümüz olmasın..Şükredelim,paylaşalım.
Bugün ölsek yarın toprak olacağımızı unutmaya-
lım.
Dostlar,ölüm bir "an" meselesidir.Yıllar önce An-
kara'dan Kızılcahamam ilçesine giderken ilçenin
giriş kısmında "karga sekmez" denilen keskin vi-
rajlı ve aşağısı uçurum olan bir bölüm var özel-
likle kış aylarında ve yağmurlu günlerde sıkıntı-
lı bir bölge...Günlerden bir gün Kızılcahamam il-
çesi'ne giderken hava yağışlı fakat yağmur yoğun değil asfalt toz ve topraktan tam temiz-
lenmediği için zemin kaygan....Bizim araca bir kamyon çarptı..Bizim araç normal hızının iki ka-
tına çıktı..O tehlikeli an 20-30 gibi saniyeler ara-
sında cereyan etti.....O yıllar lise öğrencisi idim
olay esnasında o güne kadar yaşadıklarım bir şerit halinde gözlerimin önünden geçti.Yaşadım
bu ölümle burun buruna geldiğimiz unutama-dığım zaman dilimini....Araç şoför'ümüzün tec-
rübeli oluşu ile bu kazadan yara bere almadan
Allah'a şükür kurtulduk..Burada anlatmaya çalış-
tığım her an ölümle buluşma gerçeği..
Dostlar,hayatın geçiciliği şüphesiz bir güneş gi-
bi hakikat iken hangi birimiz bunu bilerek yaşı-
yoruz ki.....Hangi birimiz karşıdakinin ya da ken-
dimizin bir gün öleceğini düşünüyor,insanların
mutluluğu ve huzuru için çaba harcıyoruz..Ak-
şam başımızı yastığa koyduğumuz "an"sorulara
olumlu cevap alıp,kendimizi vicdanen rahat his-
sede biliyorsak sorun yok...Ya varsa kendimizi
sorgulamak durumundayız.......
Dostlar,fark edebiliyor muyuz her gün ömür ser-
mayesinden bir gün daha yitirdiğimizi?Kalan günlerimizi geçen günlerimizden daha iyi değer-
lendirmemizin önem arz ettiğini..
Belki fark etmek istemiyoruz,bu hayat koşusun-
da "o" kaçınılmaz sonu...Belki kaçıyoruz bu ger-
çekten .Ama kaçmamız,düşünmemenin etki et-
mediği bir gerçek:"ÖLÜM"
Dünyada her şey yalan ölüm gerçek..
İnna lillah-i ve inna ileyh-i raciûn..
Davut BALCI
13/03/2017