“Onlar başlarına bir musibet
geldiği zaman: «Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz.» derler.” (Bakara,
156)
Dünya, yeniden doğacak Osmanlı’dan korkuyor. Kendilerine medeniyet getiren, banyoyu, temizliği öğreten, hoşgörüyü yaşatan Osmanlı’dan… Fakat ona teslim olmuş, elinde oyuncak gibi döndürdüğü, emir kulu yaptığı, kendisine, Avrupa’ya, eğitim almak için gönderdiğimiz ve kendine benzetip, üzerimize düşman gibi gönderdiği, bize ihanet eden Osmanlı evladından değil, Fatih'in İstanbul’u fethettiği Osmanlı evladından… Allah'a yürekten teslim olmuş, Allah’ın adaletini ve rahmetini dağıtan, dini bütün Osmanlıdan...
Cumartesi yaşanan görüntüler, tekrar Fatih’in ruhunun geleceği ve yeşereceği ruha karşı ayaklanan bir Avrupa ülkesinin
diplomasi barbarlığıydı. Bu, bizim 15 Temmuz’da yaşadığımız darbenin Hollanda’da
bize karşı yapılan versiyonu idi. Irkçılığın hortladığı, demokrasinin iflas
ettiği, içinde yaşattıkları sömürü zihniyetinin canavarlaştığı dünyaya bir nevi
haykırış, İslam’dan korkunun, Türk düşmanlığına karşı bir darbeydi. Konu
tamamen ihlasa dayanan İslam dininin yeniden yeşermesidir... Bu beklenirdi müşrik zihniyetli, Vandallardan! Gurbetçi kardeşimi, köpekleri ile yere yatırıp dişleten ve bunu hazla seyreden o
zihniyetten!
Bu korktukları ruhun doğduğunu 15
Temmuzda gördüler... Atık boyun bükmeyen, ölümü göze alan, esareti reddeden
görüntüyü… Çok korktular ve acaba... Dediler. Artık her istediklerinde çocuğu
gibi şamar vurdukları, istedikleri gibi içimize girip çıktıkları ve bir nevi
esaret politikası ürettikleri bütün teori ve pratiklerinin bu iflası demekti. Bu
yüzden Almanya değişti, Hollanda, Avusturya… Avrupa değişti! Her yerde seçim
var, her yerde ırkçı politikalar ön seçimlerde önde gidiyor. Bunu seçmenine
göstererek, seçimi kazanmak amaçları… Aynı zamanda Türkiye’deki referanduma da tepkileri,
ya istedikleri sonuç çıkmazsa ha!
Bu ihlası 15 Temmuzda veren
Allah'ım, kur’anda dediği gibi İslam
bayrağını, onu yaşamak ve yaşatmak üzere Türkiye'me vermiştir... İnşallah! Allah'ın
ol dediğine kim engel olabilir ki...
Bugün Hollanda bizde yaşanan 15 Temmuz
darbesi gibi bir darbe yapmıştır demokrasiye, ne yazık ki… Elde bayraklar, sokaklara
koşan insanlar sanki o günü yeniden yaşar gibiydiler! Çaldı Mehteri, söyledi
tekbiri… Birlik ve beraberlik nasıl olur gösteri yine!
Ülkeme düşmanlık ve kin besleyen,
her çarpışmada gazi ya da şehit eden, bizi bölmeye çalışan, her türlü teröristi
bağrından besleyen Avrupa, teröristleri bize teslim et dedikçe gurbetçiyi
dipçiklerken, onları huzursuz ederken, Nazi zihniyetiyle öldürürken, camileri
kundaklarken, kendisine terör belası bulaşınca el ele yürüdü ikiyüzlüler… Neden
bizde terör olunca el ele verip aynı şekilde yürümediniz ki… İslam dinine
inanan kişileri insan sınıfına koymayan, kin ve nefret güden Ebu Cehil
zihniyetliler! Zafer daima Allah’ındır,
bilesiniz.
Demokrasi sadece kendiniz içindir,
size benzemeyen başkaları yaşarsa olmaz dersiniz, niçindir? İçinizde
beslediğiniz İslam’a karşı açıkça kindir, bunu gösterdiniz. İnsanı yaşat
dediğiniz yalandı, demokrasiniz palavraymış! İkiyüzlüler…
Allah’ın rahmeti geliyor yavaş
yavaş bunu biliyorsunuz. Korkuyorsunuz. Çünkü içmekten, esrar almakla kendinizi
kaybetmekten gerçeği göremeyecek kadar eli ayağına dolaşan Avrupalı olmuşsunuz
ayyaş ayyaş… Üretmeyen, tembelleşen, masumun kanını emerek sömüren Egemenliğiniz
elden gidiyor, vahşiliğiniz elden gidiyor, köle tüccarı zihniyetiniz elden
gidiyor, sardı her yanınızda kabir azabı gibi telaş, can çekişiyorsunuz, İkiyüzlüler…
Ya sabır, Her şerde bir hayır
vardır. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun…
Zaman birlik beraberlik, bütünleşme zamanı. Bir ve diri olalım. Allah
yar ve yardımcımız olsun. Amin!
Saffet Kuramaz