-Yörüğün planı, manavın yalanı, aşiretin palavrası, çingenenin kavgası bitti mi dallı köy mezarlık.
-Yörükle aşiretin konuştuğu zırttır zarttır.
-Yediği yoğurttur süttür.
-Birisi yaşadığı yer sırttır, diğerinin yanı yamadır.
-Horasan Türk’ü Çepni değil, Horasan’dan Çıktı,
-Yörük yörüdü, Osmanlı Devletini kurdu, 600 yıl Osmanlıyı korudu, İslamiyeti koruyan ve yücelten bunlar. Hz.Muhammed’den önce 400 peygamber görmüş temeli var.
-Eline, beline, dinine sahip olanın ne mutlu

Yukarıda yazılı kelimeleri söyleyen, okuma yazması olmayan yalnızca kulaktan duymakla bir şeyler öğrenen yaşlı, kendini Yörük olarak tabir eden bir vatandaşımızdır.

Bu kişiyi en az 10 yıldır tanırım. On yıldır da hafta bir gün mutlaka yanıma gelir “Ne haber dertsiz” der ve hal hatırımı sorar. Hep aynı kelimeleri söyler.Fazla durmaz “Bana müsaade soracağın bir şey var mı” Bir bardak çay içtikten sonra “Eh ben kalkayım biraz da diğer odaları teftiş edeyim” der benden müsaade ister. Bende kendisine her zaman olduğu gibi “Kendine iyi bak kimseye karışma koca yörük” der ve uğurlarım.

İşim gereği bana çok faydası dokunur. Seceresini araştırdım. Adamın Devlet ile ilgili, Devlet memurlarına karşı, millete karşı hiçbir suçu ve sorunu yok. Elinden geldiği kadar da herkese yardımcı olmaya çalışır. Kendine göre bir dünya kurmuş, öylesine mutlu olmaya çalışıyor. Her insan gibi onun da içini bilmek mümkün değil tabi ki.

Söylenen sözleri incelediğimde aslında ortaya çok anlamlı durumlar çıkmaktadır. Anadolu’da yaşayan bir çok etnik grubun bir arada yaşadığı, şu an kendilerini yörük, manav, aşiret, laz, çerkez, kürt, gürcü, azeri, macır gibi adlandırma ve sınıflandırma yapsalar da, bu etnik grupların kökü aynı yere dayandığı görülmektedir. Din, dil, töre, kültürel farklılıklar olsa da bir taraftan mutlaka bağlantısı ortaya çıkıyor. Bu sınıflandırılmalar ise bu milletin eğitimsiz oluşundan ortaya çıkmıştır. Yeri geldi mi her etnik grup bu vatanı biz savunduk derler. Ama iş siyasete, yaşama dönüştüğünde benim dediğim doğru, benim dediğim olacak gibi inatlaşmalar ortaya çıkmaktadır. Çoğu kesim herkesin düşüncesine saygımız var deseler de lafta kalmaktadır. Bir iş yapılacağı zaman bir araya gelip anlaşamazlar. Bu anlaşamamazlık, inatlaşma soyumuzun temel taşıdır. Türk tarihini incelediğimizde kurulan devletlerin yıkılış sebepleri hep kendi iç meselesindendir. Başkaları bizi hiç yıkamamış.

İşte bu yörük amcam da içten samimi olarak, biz kurduk, biz böyleyiz, biz olmasaydık bu vatan olmazdı dercesine gururlanıyor. Yörüklüğünü methederken bir taraftan da kusurlarını ortaya çıkarıyor ama farkına varamıyor. Burada kesinlikle kötü niyet yoktur. Herkes aynısını yapar. Dedik ya bizim suyumuzda ve huyumuzda var. Varsın ben yaptım desin, onun gibi herkes sahiplense bu vatana, yalnızca savaşlarda değil her türlü ortamda bir araya gelebilsek.

Ben de bir zamanlar laz olduğum için gururlanırdım. Mustafa Kemal Atatürk’ün koruması olan atamız olduğunu bildiğim Giresunlu Topal Osman Ağa ile gururlanıyordum. Her yörede bir kahraman vardır. Tüm çağlarda geçmişte kim ne yapmış ise iyi veya kötü, her işin sonunda bu zamanlara kadar soyumuz gelip sürmüş ise hep onların çabalarından dolayıdır. İyi ya da kötü hepsi bizim atamız. Baba belki kötü olabilir inkar edemezsin. Atayı inkar etmek Allaha karşı gelmektir. O yüzden herkes gururlansın, anlatsın, söylesin ama hep karşılıklı güler yüzlü, hoşgörülü, şakacı olalım. Kavga olmasın.

Çingeneler de insan, onları da Allah yarattı. Onlara da hoşgörülü davranmalıyız. Allahın yarattığı hiçbir şeyi inkar edemeyiz.Tüm bu insanları bir arada tutmak, yüzyıllardır bir arada yaşamak hiç bir ulusa nasip olmamıştır. Bu yüzden Laz olduğum için değil Türk’lüğüm ile gurur duyuyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene !

2007


( 21- Yörük Amca başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 31.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu