HASBİHAL 9
Ihtiyara
AKİF’İ SORDUM
Akif’i öğrenmeye koştum dayıma gittim
Önce abdesti aldım el pençe niyet ettim
Dedim dayım büyüktür var git sen dayına koş
Adam koca ömrünü nasıl geçirmiş bom boş
Baya oldu görmedim çöküverdim yanına
Dükkân sahibi gibi oturdum dükkânına
Dedim anlat dayı anlat bana Akif’i
Bir şey demedi dedim: Kırılmış bunun tefi
Kalktı birden masadan daldı birden sokağa
Kafayı bulmak için girmiştir bir bucağa
Belki gitmeyecektim birazda duracaktım
Şu Dayıma bir iki kelime soracaktım
Yazık acıdım dayım ömrü boşa geçirmiş
Sanki beyni buz tutmuş keçileri kaçırmış
Toplasan sürü eder! Köyde böyle keçi çok
Kaçan keçiyi bizim tutacak halimiz yok
Bismillah deyip şöyle kalkacaktım yerimden
Hayırdır evlat dedi bir ses duydum birinden
Bu ben deki bu heves nedir bilmem ki böyle
Bir şey mi diyeceksin amca çabucak söyle
İhtiyar durdu durdu anlatmaya başladı
Adam laf soka soka faşistleri taşladı
Bir tütün bir tabaka ceketinin içinde
Saydım üç cigara var paketinin içinde
Bir yumruk kadar var yok şundaki kafaya bak
Dedim anlat be amca yalnız bir cigara yak
(ADAM BAŞLADI AKİF’İ ANLATMAYA)
Yeri göğü yarar dilim deki Tevhidim
Rahat ol sen yanımda, rahat ol sen yiğidim
Safahata baktın mı Kur’an’dan öğütler var
Vatan ve bayrak için ölecek yiğitler var
Nasıl vurursa vursun rüzgâr dağın bendine
Bir yolcu gibi yalnız kaldı kendi kendine
Yıllar yılı ekmeksiz yıllarca dolaştı aç
Ya kuru soğan yedi ya da yağsız bulamaç
Tükürün kahpelere darbeciye utan der
Kaldırsalar makberden yine vatan vatan der
Asımın nesli kalkın safahatı estirin
Bakın cihana varsa bir Akif’ da gösterin
Bir ömür tüketti de yamalı yırtık çulda
Olmadı onun gözü ne parada ne pulda
Destan hediye etti Yurduna kırk bir mısra
Bunu bize verdi de neden gittin mısıra
Gelmediler gömmeye ne kadı ne bir vali
Pek güzeldi o zaman Siyonistlerin hali
Yoruldu artık geldi Yatmak için vatana
Beyazıt camisine gelmeyenler utana
Okunup duyulmadı ne bir sâla ne bir ses
Akif’miş tabuttaki deyince koştu herkes
Son anda bir tabutta görünce öğrenciler
Padişahın tahtını yıkmıştı dilenciler
Şu aşina cihanın bir bakın medhûşuna
Aldı artık kabristan Akif’i aguşuna
Ne Akif’i öğrendik nede Necip Fazılı
Duvarlarda bir leke o tarihten yazılı
Bıraktığı mirası vardı ya Mehmet Emin
Sahip çıkamadık biz ölü bulmuşlar demin
*
Ağzımda açık kaldı ihtiyar anlatınca
İki cigara kaldı eldekini atınca
*
(Biraz da tarih anlat be amca ne hoş dilin var)
*
Çıkardı tabakayı masa üstüne serdi
Durdu durdu birazda tarih anlatı verdi
Bak üstümüze doğan kızıl saçaklı bir kız
Bazen yakar kavurur bazen de ıssız ıssız
Eyerlemişti bir gün kara murat atları
Nasıl titriyor görsen o Haluk’un itleri
Güvercinler baykuşla sulhta mütarekede
Karınca tellal olmuş yiğitler ma’rekede
Müslümanın üstünden gitmedi çöken kâbus
Adamlarda kalmamış ne hasiyet ne namus
Titrer mi kıpırdar mı sallanır mı koca dağ
Fatihlerle açılır yeni devrim yeniçağ
Yol dayanmaz atımın tek çivili nalına
Nasılda bilir yolu bak huruşan halına
Aşar tuna boyunu taa Viyana’ya gider
Menzil maksuda varmak maksûd sunaya gider
Taş düşse başımıza hilalet içindeyiz
O gün bu gün Halada cehalet içindeyiz
Off off dedim be amca baktım ihtiyar çıkmış
Hani son cıgarası vardıya onu yakmış
Adam kalktı gidiyor ne desem boş nafile
Ben gibi bir çocuğu bekler mi bu kafile
Benim hasta gönlüme ihtiyar verdi dermen
Kalk ey zavallı Harun uzaklaşmadan kervan
*
Akife yanma dersen söyleyin yanmayalım
İstiklal Marşımızı kaldırın anmayalım
*
(Kişi sevdiğiyle beraberdir)
Mekanı cennet olsun
HARUN YILDIRIM
Kelime anlamları
Medhûşuba( şu asiyan cihan sararmış solmus)
Âgûşuna( aldi mezar akif’i kucağına)
Mutarekede (anlaşmada)
Ma’reke (yigitler toplayıp tirmiklamada)
Hilalet ( taş düşse başımıza samimiyet icindeyiz)
Cehalet ( bilgisizlik içindeyiz)
.