Nilgün - Kafam karıştı, kurt yavrusunu kedi, Çakal yavrusunu da kurt köpeği mi emzirmiş? Ayşe teyze - Kafan niye karışıyor, anlamışsın bak! Orman kedisi yavrularını 3 ay ana sütüyle beslemiş, ne zaman kurt yavrusu eve gelmiş, o zaman yavrularını memeden kesip sadece kurt yavrusunu emzirip büyütmüş. Kurt yavrusuyla kedi yavruları haşır neşir olup oynaş-salar dahi  anne kedi, iç güdüsel olarak gardını alıp, emzirmenin dışında kurt yavrusunun kendi yavrularına saldırdığını düşünüp, kurt yavrusunu tırmalıyormuş. 

Nilgün - Anlattığın bu Tv haberini asla unutmayacağım, sonra iki ayrı cins hayvanı nasıl buluşturmuşlar? Kendi kendine hayıflanan Ayşe teyze - Okumuş olsaydım nasıl olurdum bilmem?! Ne anam, nede babam bizleri okutmaya meyil ettiler! Ya onun gibi olan eski kafalılar?  bizler gibi kendi çocuklarını da okutmadılar işte! Aslında senin ders kitaplarını okuyup kendimi geliştirebilirim tabi sende bana okuma ve yazma konusunda yardım edersen kuzum. 
Nereden nereye geldik, sen araya lafı karıştırınca, Tv haberini sunan spiker gibi bende uzattıkça uzattım. Şimdi iki yavruya gelelim; Bu iki ayrı cins, karşı karşıya geldiklerinde uzun bir koklaşma faslından sonra, ulumaya başlamışlar, cinsleri gereği olması gerek diye düşünen köylüler, bir kaç kere daha onları bir araya getirmişler ama bu hayvanlar büyüdükçe, artık eve sığamaz ve uluyarak ev halkını da korkutur olmuş. İki köylü, bir araya geldiklerinde oturdukları şehrin yerel televizyonuna telefon ederek, durumu izah edip yavruların 3 aylık hallerinin nasıl olduğunu, insanları bilgilendirmek adına Tv'ye röportaj vermek istediklerini izah etmişler. bildikleri halde yinede bilir kişilere danışmış ve besleyip büyüttükleri kurt ve çakalı ormana geri salmışlar. 

Tv muhabiri iki köylü adama - Genelde her köy evinde köpek bulunur, özellikle de sizde kurt köpeği varken neden kurt yavrusunu siz almadınız? Kurt köpeği olan şahıs - Öncelikle ikimizde bu anlamda düşünemedik, minik çakala süt vermeyi kabul eden köpeğimiz gerçekten de bizi utandırmadı. Sözü alan bir diğeri - Kesinlikle öyle, kedimiz minik kurdu emzirdiğinde bizler de çok mutlu olduk, aradan bir ay geçtiğinde, keşke iki miniği değiş tokuş etseydik dedik ama yine de işin üstesinden gelip iki varlığı biraz daha büyütüp kendi kendilerine yetmelerinden emin olduğumuz için artık, ormana bırakmamız da sakınca görmedik. İnsanlık adına da çok mutluyuz, elimizde anı olarak onlardan sayısız fotoğraflar kaldı. 

Bilir kişiler - Orman hayvanları bakılıp büyütüldüğün de vede ormana tekrardan salındığında, aradan aylar geçse de, onların büyüdüğü yerlerin kokusunu unutmadığı yaptığımız çalışmalardan dolayı bilinmektedir. Onlar ki, minnet ve şükranlarını size bir şekilde kısa da olsa size görünüp, ziyaret ederek gösterir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle de dağ köylerinde bu tür yabani hayvanları eğitip evcil diye satanların yanı sıra, yaralı yavruları besleyip iyileştirenler de yok değil. İşi ticarete dökenlere ise kanun yasağı var. Yaradılış gereği hayvan evcil veya yabani, kendi hükmünü yapar. 

Nilgün - Bilir kişiler, anladığım kadarıyla, yaban hayvanlarının, evcil hayvanlar tarafından beslenilmemesi tarafın-dalarmış, öyle değil mi? Teyze Ayşe hanım - Evet, çünkü ormana bırakıldıklarında, diğer vahşi yaratıklara daha çabuk yem oluyorlarmış, aman vakit nasılda geçmiş, bari sonunu da anlatayım da yarım kalmasın. 

Nilgün - Bu programı nasıl izledin teyze, sanki yaşamış gibi anlattın, senin gibi olmayı çok isterim, sen Tv izleyip bana hikaye gibi anlattıkça, okuyup öğrenmeyi daha çok seveceğimden emin olabilirsin, hele akıcı anlatman okula gitmem için en büyük etken. Ayşe teyze tebessümle - Ne o kız, 'etken, metken' maşallah, kelime dağarcığın kıt değil. Teyzene yardım et, okumayı geliştirip yazayım, belli mi olur, belki de köye muhtar olurum. Oldukça neşelenen Nilgün - Emin eniştemin haberi var mı? Teyze Ayşe hanım - Aman canım sakın ha, hiç kimseye deme, köyden kasabaya gitmesek bile, köyde kalıyoruz diye okumadan insan geri mi kalmalı? Sen ev ödevlerini bana getir, beraber çalışalım, Yüksel hocandan yardım alırım, sen sadece kimseye belli etme kuzum. Bak beni yine unutturuyor-dun, hani o fotoğraflar var ya! Tv de yayınlanmış dediğim, gazetede de ikinci kez altı ay önce haber olmuştu. Sebebi ise; İnsan kokusu alan, onların yanında büyüyen yabani hayvanlar daha yumuşak huylu olduğundan mı yoksa bilinmeyen hayvan dünyasının minnet duygusundan mı?

Beslenip ormana salınan, bu iki hayvan köylülerin evini defalarca bir nevi teşekkür ziyaretine gelmiş, uluyarak geldiklerini haber vermişler. İşte bu fotoğraflar; Duyarlı iki köy vatandaşına onur nişanesi verildiğinin kanıtıymış. Nilgün - Kıssadan hisse demiştin ya, şimdi daha iyi anladım, normal evcil hayvan bile değilken; Teşekkür etmeyi dahi biliyorlar ya, Allah cc ne güzel yaratmış, tüm canlı varlıkları teyzeciğim, bu güzel örneği anlatmamış olsaydın, okula ara vermeyi düşünüyordum, fakat günümün bu kadar güzel geçeceğini hiç tahmin edemezdim, haber programını dinleyerek bu kadar kesintisiz anlattın ya, içimden bir an öğretmen olmak geldi. Merak etme, okuldan her gelişimde, seninle beraber çalışacağız teyzeciğim, okumayı seninle daha da sevdim. Sevgiyle kıza sarılan Ayşe hanım - Sen dediklerime harfiyen uy ve kimselere; Sakın teyzem okumayı az biliyor, ona öğretmenim ve ben yardım ediyoruz deme! 
( Nilgün Takla Güvercini 10. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 30.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu