Aylar, ayları savurup geçmiş yılları devirmişti bile. Nilgün orta okulunu bitirmiş, 16 yaşında gösterişli bir genç kız olmuştu. Emin efendi sık, sık kasabaya gidip, bazen ayakkabı tamiri yapıp orada kalıyor, kazandığı parayla kasabadan ucuz kap, kaçak alıp getirerek işi, çalışkanlığı ile ticarete döküyordu. 

Ayşe hanım ise öğretmen yüksel hanımın yardımıyla okuma ve yazmasını ilerleterek kendisini geliştirmiş, öyle ki, kasabadan köye çeşitli el işleri getirerek köy kızlarına ek gelir getirmeyi ve para kazanmalarını sağlamıştı. Öğretmen hanımın köy kadınlarına yardımı Ayşe hanımı ziyadesiyle memnun etmiş, bir ara Yüksel hanım - Ayşe abla, köye muhtar adaylığını koymak ister misin? Ayşe hanım - Bir zamanlar hayal etmediğim de değildi, doğrusunu istersen çokta isterim. Seçim zamanı geldiğinde muhtar olmak için adaylığımı koymak en büyük hayalim. Yüksel hanım - O halde hazır ol, nasıl olsa köyün misafir odasını tüm kadınları toplayarak terzilikte dahil olmak üzere, onların el becerilerini geliştirerek yeterli olmasa da ön ayak oluyorsun, bu akşam senin adaylığını koyduğunu köyün hanımlarına söyleyelim. 

Ayşe hanım - Sana bir özür borcum var Yüksel, köye ilk geldiğimiz dönemlerde, Emin efendi sana o ilk zamanlar aşırı ilgi gösterince! Onu kaybedeceğim-den değil, seni kayıp edeceğimden korkmuştum, ama beni evine seninle konuşmaya geldiğimde, itiraf edeyim beni çok utandırmış-tın. Dikiş dikme konusuna gelince, kasabada biçki dikiş kursuna gidip kendimi geliştirmiştim, iyi ki boş oturmayı hiç sevmiyorum, Allah'a güç gitmesin, eğer çocuğumuz olsaydı kendimi bu denli fazla geliştirip, her açılan el becerisi, yemek kurslarına gidip geliştiremezdim canım. Yüksel hanım - Ablacığım, kasabada okuma yazma kursları açılıyordu, sizin kasabada da muhtemelen açılmış olması gerekti, yanılıyor muyum? 

Neyse, keşkeleri boş verip şimdiki zamana bakalım. Biz bir anlamda el ele vererek, kocanın benim üzerimdeki düşüncelerini mat ettik, ben duruşum ve hareketlerimle, sende evde, öyle değil mi? Senin okuma ve yazmaya eğilimin, bir anlamda köyün genç kadınlarına güzel bir örnekti, biz bu olguyu hep birlikte geliştirdik. Benim olduğu kadar Nilgün'ün de köy kadınlarına emeği geçti, senin sayende ablacığım. Ayşe hanım - Bazı kadınların Nilgün'ün aklını karıştırıp, oğullarıyla evlenmesi için sıkıştırdığını kızdan duyunca fena sinirlendim. Ben yaşadığım süre zarfınca Nilgün kızımı kimselere vermem, daha yaşı ne, başı ne? 

Birileri bir yerden başlamalı, köy ve kasaba kızları çocuk gelin olmamalı! Nilgün - Devir okuma, okullu olma devri, yüzünü kara çıkarmam, ben okuyacağım, müsterih ol teyzeciğim, hem öğretmenimle daha çok yolumuz var, üniversiteyi okumam için beni motife ediyor. Öğretmen hanım - Tabi canım, ilkokul öğretmeni olmanı isterim fakat üniversiteli olmak varken, mesela lise öğretmeni olmanı neden istemeyeyim ki? 

Nilgün - Yatılı liseyi okumam ve devam etmem için şehirde benimle gelip kayıt yaptırmıştın, sana çok teşekkür ederim, acaba ne zaman cevap gelecek hocam? Öğretmen Yüksel - Rica ederim, senin gibi Nilgün'ler var olmalı ve kesinlikle de okumalı canım. Okullar tatil olsa da milli eğitim bakanlığı daimi açık, mektubumuzun cevabı ise en geç önümüzdeki haftalarda gelir. Şehrin büyüklüğü seni hiç korkutmasın teyzenle beraber seni almaya geliriz, ya da enişten seni alır, dur bakalım Allah ne gösterecek. 

Ayşe hanım - Enişten deyince, aklıma geldi. Emin efendiye İstanbul'daki kardeşi Musa'dan nasıl olduysa telefon gelmiş, kasabaya gelip kocamla görüşüp hasretlik gidermek istiyormuş. Hoca hanım - Neden kasaba? Kayın biraderinizin annesi ve babası köyde, esas buraya gelmesi gerekmez mi abla? Ayşe hanım - Yanında dostu, beraber yaşadığı kadın, köy yaşantısını sevmezmiş vs vs. Bunca yıldır görüşmekten kaçınan Musa'nın birden kardeşlik özlemi nasıl kabarmış, açıkçası çok hayret ettim. 

Dur bakalım, onun karın ağrısı bugün yarın ortaya çıkar, bu adam hapishane müptelası, yine hani kızı ağına düşürdü ki İstanbul'dan kaçıp kasabaya Emin efendinin yanına gelecek, ya da ne bileyim, kumar borçları varda bundan dolayı mı kaçıyor? Öğretmen Yüksel - Senin köyde olduğunu söylediyse, aslında Musa beye gün doğmuştur. Ayşe hanım - Bak bunu düşünmemiştim, doğru diyorsun Yüksel, ortalıkta ben olmayınca adam evin içinde dostu ile at koşturacak!  

( Nilgün Takla Güvercini 11. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 3.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu