BİR SICAK MERHABA
Ahmet
AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 03 Mayıs 20017
…………………………………………….
Bu
günkü sohbet yazımda, gönüllere gül suyu ve
bir sıcak merhaba
diyerek, sizlere saygı ile sesleniyorum.
Seslenmemin de oldukça gerekli olduğu kanaatindeyim. Çünkü güzel şeyleri yazmak
beni son derece mutlu eder. Olumsuzlukları da
yazarken çok üzülürüm. Ünlü şair
Bahaeddin Karakoç ile bir görüşmem olduğunda şunları
söyledi. “Her kalemi elime
aldığımda, “Ya Rabbim beni yazdıklarımla yargılama, Yazdıklarımdan
utandırma”
Derim dedi. Bende Bahaeddin Karakoç’un bu sözünü
kulaklarıma küpe ettim.
Bugün
idare ve idarecilikten söz etmek istedim. Bilemiyorum ne dersiniz?
İyi bir öğretmen olursunuz. Ama, iyi bir okul müdürü olamazsınız. Çok
İyi bir hekim olursunuz. Fakat iyi bir baş hekim
olamazsınız. Çünkü
İdarecilik ayrı ve başlı başına bir meziyettir.
Burada geçmişten küçük
örnekler vererek, sizin ile bu günkü sohbetimi
sürdürmek istiyorum.
1970 li yıllarda Gaziantep Devlet Hastanesinin bir Baş Tabibi vardı.
Bu zat’ı muhterem Dr. Mehmet Kutlar idi. Bir gün basit bir kavga
yüzünden
Mehmet Şahin adında bir şoför. Benim de dayımın
oğlu. Gaziantep Devlet
Hastanesinin şoförü iken,
polis memurları bir akşam alıp, polis karakoluna götürüyorlar. Mehmet Şahin,
Gaziantep Devlet Hastanesinin şoförü olduğunu ve Devlet
Hastanesi Baştabipliğine
durumun bildirilmesini istemiş. Çünkü Mehmet
Şahin’in sabah saat 08.00 de
görevinin başında olması gerekiyor.
Karakol amiri gece hastaneyi
aradığında, nöbetçi Memuru Rahmet Ali
Özbağcı
çıkıyor telefona. Ali Özbağcı Baş Tabip Mehmet Kutların evini aradığında,
Baş Tabip Mehmet Kutlar karakol amirine şöyle diyor. “Benim şoförüm
cinayet işlemedi ise, onu sabahleyin benden
istemeniz gerekir, şoförümü bırakın “ diyor.
O anda Şoför
Mehmet Şahin’i bir ufak kavgadan
dolayı götürmüşler, karakolda biri biriyle,
barıştırıp göndermişler. Mesele orada bitmiş.
Bugün
burada birkaç idarecinin adından söz
edeceğim. Çocuk Hastanesinin
Baştabibi Dr. Muhittin Reşat Kersanlıoğlu, Müdürü
Rahmetli Osman Gündüz, Gaziantep Devlet
Hastanesi Müdürü Bahri Sönmez, Baştabip Opr. Dr.Bilgin Hürcan, Opr.
Dr.Bilgen Torun,
İmam
Hatip Lisesi Müdürü Mustafa
Poçan. Burada sözünü ettiğim
muhteremler, memurlarını
öz kardeşleri gibi, Öz evlatları gibi kayırır
ve korurlardı. Bir müşküle düşmelerini de kesinlikle
istemezlerdi. İşte bunlardan birisi de. Gaziantep
Üniversitesinin Güvenlik Müdürü Hamza
Polat’tır. Hamza Polat hem de sosyologdur. Belki de bundandır eğitici yanı.
Çünkü
amirlik dışında güvenlik görevlilerini çok
kuvvetli bir eğitici yönü
vardır. Çok
tutumludur, nerede, ne yapacağını çok iyi bilen bir amirdir. Gaziantep
Üniversitesinin çok değerli Rektörü Prof. Dr. Sayın Ali Gür Bey’i de kutluyorum.Böyle
bir
güvenlik müdürü olduğu için. Ayrıca Rektör Hocam Prof. Dr. Ali Gür, Hakkında çok olumlu ve
güzel haberler alıyorum. Kendisini bir defa daha kutluyorum,
başarılı ve hayırlı çalışmalarının
devamını diliyorum. Şunu da söylemek isterim. Gaziantep
Üniversitesini bir aile yuvası olarak
düşünürseniz, ben Gaziantep Üniversitesinin çok eski bir
ferdiyim. Beni üst kademede
bulunanların bir çoğu iyi tanırlar. Rektör Hocama da,Hamza Polat Beye de,
çalışanlar dua
ediyorlar. Bunu bütün samimiyetim ile söylüyorum. Dua almak herkese nasıp olmaz. Ne mutlu
sözünü ettiğim muhterem Rektör Hocama ve Güvenlik Müdürüne.
Kıymetli
okurlarım; Bu yazıyı niçin kaleme aldım.
Muallim Naci’nin bir sözü var.
“Marifet İltifata tabidir, İltifatsız meta
zayidir”. Bu vesile ile takdire şayan
Kimselerin özverili çalışmalarını, gelecek kuşağa ışık tutmak açısından
kaleme almak mecburiyeti duydum. Bu vesile ile
de, bu yazımı kaleme aldım.
Saygı
değer okurlarım; Bu günlük de, bu kadar.
Beni unutmayın, sohbet köşemde
sizler ile yine buluşalım. Hoşça ve dostça kalınız. En güzel ve mutluluk dolu günler,
hep ve hepimizin olsun diyorum.