Kaptanım kimsesiz gemide
Yolcusuz akıyorum meçhule
Baş sallıyor neşeli yunuslar
Buruk yüreğim, asumanı saran kar beyaz bulutlar gibi!
Gözlerinde parlayan güneş olsam da içindeki neşeyi görebilsem,
Çiğdemlerin gülen sarımtırak çiçeği gibi saçlarını okşayabilsem,
Yağmura karışıp selinle değiştirsem rotayı ruh ekseninde
Kekik, kimyon, tarçın, kırmızıbiber, sarımsak karışsam çemenine
Un beyazlığında!
!...
Sallıyor dalgalar dönüyor başım
Meçhule gidiyorum
Penguenler sevimli rehberim
Buzullar görünüyor ilerde, Titanik kaderine bürünüyor gemim!
Gözlerimden akan her yaşta başka acı düşüyor buzlara
Düşüyor, yerde donmuş, hemen yansıyor aşkı kör eden ışıklara
Boz ayılar kükrüyor,
Soğuk her yanımı bürüyor,
Nefes nefese tenim büzülüyor
Kıyamet tellalı ölüm, boğazımda!
!...
Pozitif enerjinle demir alsa gemim
Gözlerim kapalı uçar kalbimdeki sevgim
Her hücremde foton parçalanması
Hiroşima’da atsam çığlığım
Mescid-i Aksa’da huzur bulur geleceğim!
!...
Boğulurken cennet cehennem derdi olmasa
Yarabbi aşkın iki cihanda da solmasa…
Bu yalnızlığım senin rızanda son bulsa
Rahmetinle doya doya, desem şu dünyaya elvada
Diyebilsem…
!...
Yolcusuz geminin kaptanıyım
Hala gidiyorum meçhule…
Saffet Kuramaz