İçinde...
Bulunduğu şartlar
Arzularına geçit vermiyordu
Ne zaman umutlansa kara bulutlar kuşatıyordu
Ruhu daraldığı zaman mehtaba dalıp sessizce ağlıyordu
Gönlüne düşen ateşi kimseye anlatamıyor ve mecburen susuyordu
Varlık ve yokluk adına bir yarıştı, efendiyle, köle misali aşılmaz bir yokuştu
Ufukta gurbete çıkmak görünüyordu, içinde bulunduğu durumu kimseye açamıyordu
Ailesine açsa üzülecek ve ellerinde olmadan kederleneceklerdi, karşı tarafa açsa alay konusu edilecekti
İnsanın onuru ayaklar altına mı alınmalıydı, gönül yarası varlıkla mı nispet edilmeliydi, uzaklaşmak ve unutmak zorundaydı
Aldı...
Eline şöyle bir baktı
Sonra bir hışım içinde buruşturup attı
Bir müddet sessiz kaldı, sessizce gözleri boşaldı
O attığı sayfayı yeniden ellerine aldı ve okumaya daldı
Bazen kaşlarını çatıyor ve bazen de tebessüm ederek akıyordu
Sonra kalemi ve yeni bir sayfa alarak yazmaya başladı, bir başka zamandaydı
Alıp...
Götürür
Gönül cefa yüklüdür
Hangi çile muştuya gebedir
Sabır dağları gözlerimin önüne dizilir
Hangi tepeye çıksam ruhum hicran içindedir
Gülmek ne kadar zor gelmektedir, gözyaşları sır vermektedir
Yazılan kelimelerde neler yüklüdür, melal ne saklı cevherdir, ruhun hüzün perdesidir
Sen...
Sen ol
Kimseye minnet eyleme
Derdin varsa devasını faniden bekleme
Hak ve hakikat yolunda olmaya kimseyi dost edinme
Varsa bir sırrın sahip ol kimseden ifşa ederek imdat dileme
Kimi yar edindiysen, cananım dediysen onun esaretinde inleme
Emanet olarak aldığın kimseyi hor görme, nefsini ihya etmek için küçülme
Cinsiyetine güvenerek hiddet ve şiddete yeltenme, seni senden daha iyi bilen vardır basitleşme
Mustafa Cilasun