Sokak lambasiydi gecelerime denizin mavisi,
Mavi umuttu ama insanlar unuttu gerçekleri,
Satırları acılarla dolu hayatların sahipsiz hayalleri,
Hep bulutların yaşlarıydı taşıran denizleri,
Düşürdüler içimizdeki çocukları, yıkıldı kumdan kaleleri,
Hangi kelimeye sığar hüzün yüklü gemileri?
Bir bilsen afitabım bu cana kaç rüzgar değdi geçti?
Her seferinde omuz verdi kendine yıkılan hayalleri,
Düşüyorum desem kalkıp tutarmıydın elimi?
Yada tutup düşermiydin benimle yokluğun dibine?
Haykırır mıydık insanlığa biz bunları hak etmedik diye ?
Sessizliğe düşenleri susturmak kimin haddine!
Kaçmak çözüm değilmiş geldim omuzumdaki yüklerle,
Doğar mı güneş sence bizim için bir kere?
Yada karanliğa inat ay durur mu gökyüzünde?
Korkardım siyahtan şimdi üstüm başım enkaz içinde.
Kim ağlayacak şimdi sensizliğe sen söyle,
Penceremin yanaklarında hala bulutların yaşları.
Biri kaldırsın artık üzerimdeki taşları,
Kanayan dizlerim değil kalbimdi.
Şimdi senden başka kim silebilir bunca izi?
Dermanı sendedir dertlerin, karanlık dediğin yalanların sisi,
Göz görmez belki ama kalp duyar kalbin sesini.
El dokunmaz belki ama kalp tutar kalbin elini.
Kuşları uçur o zaman gök yüzüne umutlar orada gizli.
Bitsin dertlerimiz utancından kaçar gibi,
Bulutlara sarılsın güneş, sarsın gökyüzü denizi.
Kurtaralım boşluktan gerçek gülüşlerimizi
Bitsin esareti mutlulığun ölümle yaşam gibi.
Bitsin artık içimizdeki kızgın okyanusun sesi,
Sussun yalnızlığın sessiz çığlığı,