ÇANAKKALE HARBİ
Ölüm kusarken yerler ölüm yağdırır gökler
Körpe tenlere konar demirden kelebekler…
Kına yakılmış eller tetiklerle söyleşir
Çanakkale harbinde genç Mehmedim devleşir…
Biz lahzada binlerce yiğit kanat takmakta
Allah, Allah nidası yürekleri yakmakta!
Hükmü uygular ölüm yüzlerde güller açar…
Göklerin ordusundan düşmanlar kalmış naçar…
Daha on beşindeyken bu ne kutlu bir ölüm
Altın tahta oturmuş Rabbine bakar gülüm…
Melekler şehidim makamına özenir
Kutlamak için gökler kandillerle bezenir
Gördüğü güzellikten yüzler tebessüm eder
Allah’a kavuşunca kalplerden gitmiş keder…
Sana sevinme vakti mahzun olmaksa bize…
Şehadetin getirdi yedi düveli dize!
Kâbilin torunları acımasız zalimler!
Yanınıza kalır mı yaptığınız zulümler!
Çanak kadar boğaza sığar mı onca gemi?
Hiç gücünüz yeter mi zaptetmeye ülkemi!
Haçlılar asırlardır ne geçti elinize!
Bize şehadet düşer siz yanın ölünüze…
İnsanlığın düşmanı şeytanlara kandınız
Yeryüzünü yakarken kendinizde yandınız…
Batsın “çağdaşlığınız”, ey şeytanın kulları!
Atamız maymun diye öğretir okulları…
Daha merhametlidir hayvanlar bile sizden!
Gökten bulutlar ağlar, ölüm yağar denizden…
Bunca insan kanına değdi mi yaptığınız!
Kurtaracak mı sizi haç denen taptığınız!
Bir karış toprak yere yığdınız türlü ırkı
Kan aynı renk, can aynı, yoktur ölümün farkı…
Söylemişler en veciz sözlerini şairler
Anlatmaya kifayet etmiyor ki, şiirler
Böyle şanlı bir harbi ancak yaşayan bilir
Şehadet için yanan halkı kim yenebilir!
Nefsine uyanlara sahip olduğu yetmez
Çanakkale inşallah bir daha tekrar etmez
Ey şeytanın kulları faydasız son pişmanlık!
Mutlu yaşamak varken nedendir bu düşmanlık!
15-03-2015
Şair, Burhan AKSU