Bağışla Tanrım…
Kaburgamın en eğri kemiğini alsan diyor hadsizliğim, sevecek birini
Yaratasın diye…
Boyuma,bosuma bakmadığım,
Bir çiçekçi tezgahının önünde
Çatkınızın tülbenti olsam dedim,
Hüznümün doğusundaki kadına
Utangaç gülümsedi yüzü
Gülümsedim yumurta küfeli sırtına
Üşüyordum…
Güneş çizdim kaldırıma
Öğlen oldum sonra
Çiçeklendi ıhlamur ağaçları
Bir ısındım sormayın
Bir ısındım
Üstelik yalnızdım
İşe yaramaz iki sözüm vardı,
Bir parantezim, üç noktam
Durgun denize attım
Dalgalandı durdu
O ara…
Bir martı kuşu
Günü saati sordu,
Kırmızı sandallı adama
Bilmiyordu
Cam oldu iki avuç kum ince belli
Sonra saat oldu
Pazardı,
Beşe beş vardı
Ben ahh… Oldum,
Off… Oldum
İçim dardı
Bir ağacın dalına
Sen bilmezsin eskiden dedim…
Annem beni çok severdi
Yan komşum
Fransızca öğretmenim
Dinledi… Bilmedi
İki çeneksizdim
Bir çiçekçi tezgahı önünde
Sevgisizdim…
Suadiyekasımikibinonaltı
Demir Mutlugil