Ne olurdu sanki anlasaydın biraz hal ve
ahvalimden
Kendine, bir hisse çıkarsaydın
çektiklerimden.
Unutma gün olur devran döner,
Çıkarım bende elbet bir gün galibiyetle
sevda zaferinden.
Ne olurdu sanki, bir kez empati yapsaydın,
Sadece ve sadece tapılması gerekene
tapsaydın,
Bu emanet canın teninde oldukça,
İnsanı cennetlik eden rahmani yollara
sapsaydın.
Ne olurdu sanki sende beni canı
gönülden sevseydin,
Ayda yılda bir, bir deste Muhammedi gül
verseydin.
Sana sırılsıklam meftun bu gönlüm bir
hoş olurdu,
Sevdalı gözlerle işin kolayına kaçmadan
bana baksaydın.
Ne olurdu sanki ikindi çaylarını
birlikte içseydik,
İçi dopdolu sevdalarla, kendi kendimizden
geçseydik.
İstesek de istemesek de sayılı ömür
miadımız bitecek,
Aşkın gergefinde aşk ve sevdamızı motiflerle
işleseydik.
Ne olurdu sanki aşkın bahçelerine el
ele kol kola dolaşsaydık,
Sevdalılar meclisinde, aşk ve şevkle, her
daim buluşsaydık.
Bu üç günlük fani dünyada ömür miadımız
bitmeden,
Tarihe mal olmuş sevdalılar misali aşk
ve sevdamız için ağlaşsaydık.
Ne olurdu sanki aşkımızın en manidar uzun şiirleri yazsaydık,
Sevdamızı kıskanan zalimlerin, film ve
fırıldaklarını mahirce bozsaydık.
Seni bana daha çok sevdiren, bir anlık
firakında ise,
Özgürlük simgesi, bembeyaz güvercinler
gibi, çok yükseklerden uçsaydık.
Ne olurdu sanki en şirin uykularımı
dizlerinde uyuyarak geçirseydim,
Aşkın kılıçlarını sana olan nadide
sevdam ile biledikçe bileseydim.
Gönül tarlalarında karın tokluğuna seve
seve çalışırdım,
Uzaktan da olsa buğday benizli o güzelim
nur cemalini seyretseydim.
Ne olurdu sanki sende bir gün beni, ben
istemeden onura etseydin,
Gönlün saksında en güzel kokan gülleri
ekip, can suyunu verseydin.
Nabız atışım her düzensiz attığında,
Zonklayan baş ağrıma şifa olup gerçek
bir sevdalı gibi giderseydin.
Ne olurdu sanki benim sana şefkatle davrandığım
gibi sende bana davransaydın,
Beni aşkın meşakkatli yollarında, çarnaçar
edip bir başıma bırakmasaydın.
Dümdüz apaydınlık yollar varken,
Aşkın zifiri karanlık çıkmaz
sokaklarına sokmasaydın.
08/Kasım/2017