Tılsımlı gül kıyıp durdu, can evimi lime lime
Adı gizli, çift 
heceli, dilime yasak kelime
Nutkum tutuldu görünce, bir kalem verin elime
Hamitabat 
gülün gonca, arar oldum yıl boyunca
Tılsımını bozmak için, var mı dört yapraklı yonca

Sanki efsanevi diyar, Belkıs’ın Yemen ülkesi
Anne peri, baba âdem; kızı Seba Melikesi
Seher yeline karışıp ıtrıyla boğmuş herkesi
Hamitabat 
gülün rana, kıyıma duran durana
Dönüp baktım benden beter, göğsüne vuran vurana

Düş içinde bülbül oldum, çalılıkta sine sine
Duyan hayra yormuyor ki, şansım dönmüyor tersine
İlkyazın ara yerinde kar yağmış penceresine
Hamitabat 
gülün simli, sim yediveren isimli
’’Gergef işliyor dediler, akla ziyan 
gül resimli!’’

Vardım Kaynar Deresi’ne, hayali karşımda durdu
Kirişini geren kaşlar kürarizan okla vurdu
Bozulmaz 
aşkın töresi fermanı böyle buyurdu
Hamitabat 
gülün narin, rengi kızıl alizarin
Gönlüme söz geçirmiyor, kılıç çalan kırk süvarin

Gülü bana men etmişler, ferman sığmaz cepkenine
Yağmur tufanına koştu, kar da sulu sepkenine
Gülün tacı şölye dursun kurban oldum dikenine
Hamitabat 
gülün nazlı, goncası aslen Hicaz’lı
Posta güvercini saldım, gökyüzü şahbaz ikazlı

Düğün varmış, yola düştüm; başıma dedim darısı
Gölgesini bana kattı silinmiş Ay’ın yarısı
Gül yüzünü göremedim, betim benzim mum sarısı
Hamitabat 
gülün şendi, yoluna canım döşendi
Bir tebessüm uğruna can, ne vazgeçti ne üşendi

Kendi özüne firari 
gülün tılsımlı kokuşu
Buğusuna hasret kaldı Çeşmekolu’nun yokuşu
Gözlerime yuva kurmuş, terketmiyor 
hüzün kuşu
Hamitabat 
gülün yaslı; yası, Aslı’yla kıyaslı
Bende Kerem’in ateşi, sende kıvılcımın aslı

Çok geçmeden öğrendim ki; hoyratlara yoldurmuşlar
Sedef sinesine kıyıp kof 
hüzünle doldurmuşlar
Ömre bedel gamzesini, goncasında soldurmuşlar
Hamitabat 
gülün kayıp, andımızı hiçe sayıp
Can evimde yeşertmiştim 
gözyaşlarımla sulayıp

Yatırsın demiştim yârim, beni kurban sunağına
Yeter ki dargın durmasın gamzeleri yanağına
Gözlerim dopdolu baktım iki katlı konağına
Hamitabat 
gülün ırak, otuz yıla vardı firak
Ya 
gülünü geri çağır, ya ölümü bana bırak

Erikleryurdu’na kopsun çığlık Kumrular belinden
Kim sıyrılmış 
gülüm dedim, vakti gelen ecelinden
Yüreğime bir ok salın duvaksız giden gelinden
Hamitabat 
gülüm hani... ufkumdaki sis duhani
Hicran koru küllenmiyor, iyi ki bu 
dünya fâni

( Hamitabat Gülü başlıklı yazı İrfan Yılmaz tarafından 8.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu