“Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (O ağaç) Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller verir. Kötü sözün durumu da, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer. Allah, iman edenleri, dünya hayatında da, ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır ve Allah, dilediğini yapar.” İbrahim süresi, 24-27

 

Zalimin adı her çağda değişiyor. Moğollar gibi barbar, Osmanlının yıkılış zamanlarında eşkıya ve son yıllarda ise adalet dağıtmak için başka topraklara girerek savaşan ve o masum insanları topraklarından terörist taşeronları ile göçe zorlayan, yaralayan, öldüren ve her türlü entrikayı perde arkasından sergileyen, sözüm ona süper güçlerdir… Zalim, insanın seçeneğini ve özgürlüğünü yok eden, onu korkuyla sömüren, adaletsizliğin içinde yolunu bulan büyük bir güçtür, tövbe haşa, kendisini Allah gibi görür, yediren odur, içiren odur, yaşatan odur… Eğer Allah bizi rahmet ve ihsanıyla korumasaydı, zalimlerin olduğu hiçbir yerde yaşamak mümkün olmazdı.


Zalimin yaptırımına esas olarak beslendiği en önemli kural, bunu yaşattığı toplumda birlik ve beraberliğin, kısacası kardeşliğin yok olmasıdır. O toplumda, insanlar birbirini sevmez, kimseye güvenmez ve başkasının acıları ile asla ilgilenmezler. Karnı tok, yüreği sevgisiz insanlar “Bana ne!” derler kibir içinde. İnsanı en çok dehşete düşüren ölümü bile görseler yanlarında, “Ben yaşıyorum ya!” derler, tıpkı kurdu gören eşeğin, “Nasılsa öleceğim. Biraz daha otlanayım dercesine!” dünyadan biraz daha alacağımı alayım, nasılsa öleceğim diye düşünmesi gibi… Kısacası, gelişen suni zalim senaryoları insanlara sunarak, farkında olmadan halk kendini zalime teslim eder. Öyle bir hal alır ki zulüm, adeta zalime, “Gel bizi kurtar!” diyecek hale gelir. Zalime asla sevgi göstermeyen ve desteklenmeyen bir toplumda, zalim nasıl başarılı olabilir, halkın içine sızabilir ve taraftar toplayabilir ki… Her problemin çözümü, alınan kararlar ne kadar yanlış olursa olsun, kendi içimizde çözebileceğimiz kararlılıkta olmalıdır.

 

Bu dünyada Hakka dayanmayan hiçbir yol, uzun ömürlü olamaz. Nitekim İbrahim süresi 24-27 ayetlerde Rabbim, kötülüğü yerden koparılmış, kötü bir ağaca benzetir. O bir ağaç olur ama asla meyve vermez, büyümez. Kısa bir süre sonra ise kurur ve ölür. Kötülük yapanın yaptığı yanına da asla kâr kalmaz. O zalimler asla öleceğini düşünmezler ama “De ki: «Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.” Cuma, 8, ayetinden anlaşıldığı üzere o ölüm şüphesiz onlara da gelecektir. Mülkün sahibi Allah’tır sonuçta… Öldürende, öldürüp zalim olanda ölecektir. Onlarda herkes gibi mezara girecek, herkes gibi Allah tarafından da sorgulanacaktır.

  

Son günlerde gelişen dünyadaki kaos ortamı içinde, bir yanda yükselen borsa, enflasyon ve artan gıda fiyatları, diğer yanda her gün şehit haberleri, kalabalıklarda patlatılan bombalar ile insanları canından bezdiren ve içine kapatan duruma, devlet yöneticilerinin sağlam duruşu sonucunda gerekli cevabı veren bilinçli bir halk vardı. Onların her beyanatına doğrudur diyen ve bu teslimiyetini cahillikle suçlayan zalimler, kendi çıkar ve emellerine ulaşamadılar, Rabbim sayesinde… Zalimler ne derse desin, Rabbim şehit kanlarıyla boyanmış bu güzide topraklarda adaleti sağlayacak ilhamı gönüllere verdi. Tüm İslam âleminin gözü kulağı Türkiye’nin hamlelerinde… Dünya Müslümanları Türkiye yönetimi tarafından alınan her doğru kararın sonuçlarına çok seviniyorlar, sevinecektir de, çok…

 

Asıl önemli olan bundan sonrası, 2019 seçimleridir. Devletin kadroları Allah’tan korkan, kuldan utanan ve en önemlisi, lafla değil bizzat bunları yaşayarak icraatları ile gösteren, ahirete iman eden kişilerden seçilmelidir. Seçilecek kişiler, Allah sevgisini kalbinde hisseden, bu topluma ne verecekse Allah için verecek samimi kişilerden oluşturulmalıdır. Adeta İslam’ın altın çağını yaşayan bir Türkiye’nin, halkıyla bütünleşmiş devlet kadroları tüm zalimlere adaletin nasıl sağlandığını ve sonucunda huzurun var olduğunu, yaşattıklarıyla büyük bir güç olduğunu, büyümeye devam eden ve her zaman meyve veren bir ağaç misali dünyadaki tüm zalimlere bunu gösterecektir, Allah’ın izniyle…

 

Eğer bu şekilde yapılmazsa, Allah korusun Türkiye bir Suriye örneğine döner. Halk, perişan ve her şeye muhtaç savaşın içinde zalimi karşısında bulur. Günümüzde alınan kararlar, Allah tarafından bize sunulan bir lütuftur.  İnşallah, hükümetler bu kaygı ve sevgiyi devam ettirir, yanlış yollara bundan sonra da tenezzül etmez ve toplumunu aldatan kişileri hükümetin içinde asla görmeye izin vermezler, Âmin.

 

Bu zor ve çetin günlerde, Allah yar ve yardımcıları olsun. Yaşasın zalimlere cehennem!

 

Saffet Kuramaz

( Yaşasın Zalimlere Cehennem başlıklı yazı safdeha tarafından 10.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu