Ademoğlu için sadece bir paye
Nedir, dünya
hayatında esas gaye?
Bakın, işte,
Efendimizle yaşanmış;
Asr-ı Saadetten
güzel bir hikâye…
O’nu arıyor
o gün, Hazreti Ömer
Evinde, uyuduğunu söylediler
İzin
isteyerek içeriye girdi
Sade bir ev;
ne kilim var ne de minder!
Yerde
incecik bir hasır duruyordu
Peygamberimiz
üstünde uyuyordu
Hazreti Ömer’in
o an için kalbi;
Merhametle
coşarak, sarsılıyordu
Koca Ömer;
haline çok üzülmüştü
Duygulanmış,
dudakları büzülmüştü
Buğulanan gözlerinden
yaşlar akıp
Sakalından
aşağıya süzülmüştü
Hıçkırık
sesine uyanan Peygamber;
Sordu ona: “Nedir
bu halin, Ey Ömer?”
Gördüklerim
beni benden alıp gitti;
Reva mıdır
sana, bu hazin haller?
İslam ile
şereflenen bu asırda
Kisralar,
Kayserler yaşarken kasırda
Olacak iş
midir bu, ya Rasulallah?
Habibullahsın,
uyuyorsun hasırda!
Hasırın tüm
izleri çıkmış tenine,
Yansımış hem
yüzüne, hem bedenine.
Biz de sana
saraylar yapalım dedik!
Kabul etmiyorsun;
bilmem, nedeni ne!
Dünya
geçicidir, ey Hattabın oğlu!
Bir gün alıp
da, vermemek var soluğu
Her nefis
ölümü tadacak mutlaka;
Bırakıp
gidecek, çoluğu çocuğu
Boş ver,
onların hazineleri dolsun!
Bizim
halimiz iyidir, böyle kalsın!
Sen ki,
Allah yolunda güzel bir kulsun;
“İstemez misin, ya Ömer!”
Dünya,
onların; ahiret, bizim olsun!
Mustafa Gül (Hamdi)
(13.12.2016)