Değerli Dostlar;
Öncelikle, kısmet olursa bu gece
hep birlikte kutlayacağımız Mevlit Kandilinizi tebrik ederek sözlerime başlamak
istiyorum. Bu yazıda sizlere; Kâinatı nuruyla aydınlatan, medarı iftiharımız,
gönüller sultanı efendimizin (sav) dünyaya geldiği gece tarihlere kaydedilen,
olağanüstü birkaç olaydan bahsedeceğim.
Resulullah’ın (sav) doğumu
esnasında Hazreti Âmine annemize yardım eden iki muhterem kadın vardı. Bunlar:
sonraları meşhur sahabeler arasına girecek olan; Osman bin As ve Abdurrahman
bin Avf’ın (ra) anneleriydi. O iki muhterem kadın ve Âmine annemiz;
Resulullah’ın (sav) doğduğu sırada öyle bir parlak bir nur görmüşler ki; o
nurun, doğu ve batıyı aydınlatacak derecede ışıldadığını ifade etmişlerdir.
Doğrudan üç kişinin şahit
oldukları bu olayın haricinde, dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen
birkaç harika olay da İslam alimleri tarafından, Resulullah’ın (sav) peygamber
olarak gönderildiğine delil olarak kabul edilmiştir.
O olaylar şunlardır:
Kâbe içerisinde duvarlara perçinle
sabitlenmiş putların baş aşağı yere düşüp parçalanmaları.
Fars Saltanatının (İran
İmparatorluğu) padişahı Kisra’nın dillere destan, meşhur sarayının sallanarak
yarılması ve on dört şerefesinin düşmesi.
Yine İran’da bulunan ve kutsal
kabul edilen Sava Gölü’nün, o gece yere batması.
Ayrıca; bin yıldan beri yanan ve
Mecusilerin ilah kabul ederek taptıkları ateşin o gece sönmesi ve bir daha
yanmaması.
Bediüzzaman hazretleri “Mektubat” isimli eserinde, bu olaylardan bahsedip sonucu şu şekilde bağlamıştır:
Yani; o gece doğan ve son peygamber olarak gönderilen Resulullah (sav);
getireceği din ile insanların ateşe, putlara tapmasının önüne geçecek; İran
hükümdarlığına ve sapkın fikirlerine son verecek; ayrıca, dünya üzerinde
Allah’tan (cc) başka tapınılan her şeyi yasaklayıp hak ve batılı öğretecek.
Peygamber efendimizin doğduğu gece yaşanan tüm bu olaylara ek olarak; o
gece, gökyüzünde inanılmaz derecede yıldız kayması görüldüğü, gökyüzünün ışıl
ışıl olduğu da birçok rivayetlerde vardır.
Ayrıca; 60 yaşında Müslüman olan ve Peygamber efendimizin (sav) doğduğu sıralarda
yaklaşık sekiz yaşlarında bulunan Hasan bin Sabit’ten (ra) rivayet edilen bir
olay da, kendisinin ağzından şu şekilde anlatılmıştır:
“Çocuktum. Bir sabah, Yahudi'nin biri, Mekke sokaklarında bağırarak
koşuyordu. Birçok Yahudi etrafına toplandılar ve neden bağırdığını öğrenmeye
çalıştılar. O da onlara : ‘Ahmet’in yıldızı bu gece doğdu; Ahmet bu gece
dünyaya geldi!’ diye haykırdı.” ** Aslında son peygamberin geldiğini haber
veriyordu ama o an için onun kim olduğu bilinmiyordu.
Elhamdülillah, şimdi bizler Onun (sav) kim olduğunu biliyoruz. Rabbimize
şükürler olsun ki, aradan on dört asır geçmesine rağmen bizi O’na (sav) ümmet
eylemiş ve bizi İslam ile şereflendirmiş. Ne mutlu ki, son peygamberin
ümmetiyiz.
Cenab-ı Hak (cc) bizleri; Onunla (sav) göndermiş olduğu en son hak dine
ve dolayısıyla sünneti seniyyesine en mükemmel şekilde uymaya çalışan salih
mümin kullarından eylesin. Onun (sav) yolundan ayırmasın. Ahirette, hesap
gününde, Onun (sav) saflarında olabilmeyi nasip eylesin.
Hayırlı kandiller diler, dualarınızı beklerim.
KAYNAKLAR:
(*): Mucizat-ı Ahmediye
Risalesi, Mektubat, 19. Mektup
(**) Kastalani, Mevahib-ul
Ledunniye