O (SAV)
Hiç
duyulmadı O’nun fazlaca konuştuğu
Görülmedi
katiyen boş bir işe koştuğu
Bazı anlar
olurdu pür sevinçle coştuğu
O, özlü sözler
söyler; hep hayırlar işlerdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt: ahiret, derdi.
Midesi
hiçbir zaman tıka basa dolmadı
Zevk uğruna
dünyadan ufak bir tat almadı
Hak davası
yolunda şerre karşı yılmadı
O; her gittiği
yerde; Allah’tan bahsederdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt ahiret, derdi.
Allah’ın
sevgilisi; O, âlemlere rahmet
Fani olan
şeylere vermedi hiç bir kıymet
İsteseydi
önüne serilirdi çok nimet
O, çok meşakkat
çekti; pek nadiren gülerdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt ahiret, derdi.
Kahkahası
olmazdı karardı gülümsemek
Tebessümle
yetinir, aşırı gülmezdi pek
İşi, gücü
doğruluk; hep hak sözler söylemek
O, hikmetli
konuşur; güzel kelam ederdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt: ahiret, derdi.
Üç beş hurma
var ise ekmeğine katıktı
Uyuması
farklıydı; uyurken uyanıktı
Gözleri
kapansa da, kalp gözleri açıktı
O; az miktar
uykuyla, iyice dinlenirdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt ahiret, derdi.
O’nun
bildiklerini, eğer biz de bilseydik
Buyurduğu
üzere; çok ağlar, az gülerdik
Nimeti nimet
bilip; israf etmez, az yerdik
O, çok fazla
çalışır; öğünlerde az yerdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt: ahiret, derdi.
Sen de O’nun
yolundan ilerleyesin Hamdi
Sünnetine
uyarak; edesin şükrü, hamdi
Yarın çok
geç olmadan bunları düşün şimdi
O; az uyur, az
güler, az konuşur, az yerdi
Bu dünya fanidir;
esas yurt ahiret, derdi.
Mustafa GÜL (Hamdi)
(12.02.2017)