Ormanda krallık seçimi yapılmaktaydı. Hayvanlar yaşlı incir ağacının altında toplanmışlar fille aslanın adaylık konuşmasını dinliyorlardı. Filin “Yeni bir dünya kurabiliriz,” mesajı yırtıcılar arasında bölünme yaratmış yer yer yükselen hırlamalar adayların sesini bastırmıştı. Açık oylamaya geçildi. Her bir oyla tansiyon yükseliyordu. Sıra geyiğe geldiğinde oylar eşitti. Başka bir hayvan kalmamıştı. Otçullar nefeslerini tutmuş fil yerinde duramıyordu. Geyik düşünmeden “Aslan,” dedi. Gözler büyüdü. Ağızlar açık kaldı. Çıt çıkmıyor, rüzgâr uğultusu orman ahalisinin arasında dolanıyordu. Geyik arkadaşlarının kızgın bakışlarını üzerinde hissedince panikledi. “Bana söz verdi. Yaşamak istiyorum.” Aslan kesinleşen krallığını kükreyerek duyurdu. Yürekler titredi. Otçullar birkaç adım geri çekilmişti ki aslan sanki yaydan fırladı. Aralarına daldı. Dişlerini ne denk gelirse geçiriyordu. Ortalık toz duman olmuş can pazarı kurulmuştu. Aslanın pençelerinde geyik kaldı. Olanca kuvvetiyle yere devirdi. Geyik çırpınmaktan vazgeçti. Başını gökyüzüne çevirdi. Aslan, boynunu iki çenesinin arasına aldı. Yavaşça fısıldadı. “Ben, kralım!”