Doğduğun o günü unutamam ben
Gözyaşı dökmüştü içime oğul
Maziyi anıp da kanatamam ben
İsmini çakmıştı içime oğul
Adını koyunca Barıştır diye
Dünyaya sevgiyi sarıştır diye
Denize deyince yarıştır diye
Kürekler çekmişti içime oğul
Yüreğim denizle attı da o gün
Sevgini göklere kattı da o gün
Güneşim bir başka battı da o gün
Yağmurlar akmıştı içime oğul
Yazılan yazımın fermanı sendin
Dünyalık derdimin dermanı sendin
Soyumun sopumun ermanı sendin
Gözlerin bakmıştı içime oğul
Gün gelip serpilip büyüdün canda
Delilik doluluk olmaz mı kanda
Askere gittiğin o güzel anda
Ayrılık çökmüştü içime oğul
Zorluklar olmasa etmem nasihat
Selama sabaha katmam nasihat
O güzel kalbine gütmem nasihat
Şu dünya kokmuştu içime oğul
Uslansın demekle uslanmaz felek
Omzunu verip de yaslanmaz felek
Del'eder zinciri paslanmaz felek
Pranga takmıştı içime oğul
Haramı bilip de yanılmamayı
Yetim hakkı yiyen sanılmamayı
Hakkımda kem sözle anılmamayı
Anacım sokmuştu içime oğul
Kul Fikret salladı gördü dünyayı
Pamuktan iplikle ördü dünyayı
Ekip de biçti de sürdü dünyayı
Tırpanı sekmişti içime oğul
Hep geldim hoş gördüm kötü de olsa
Binmedim padişah atı da olsa
Çalmadım bahçenin otu da olsa
Kurşunu sıkmıştı içime oğul
Semahı dergahı gördüm girmedim
Şems-i Tebriziden tahsil görmedim
Mevlanaya yandım ama ermedim
Çileyi çekmişti içime oğul
Baba ocağında açıldı gözüm
Veysel'le Yunusla yoğruldu özüm
Maraşlar Sivaslar olunca sızım
Ateşi yakmıştı içime oğul
Bir lokma bir hırka diye kanandım
İmtihan edildim Hakk'a inandım
Bir melek gönderdi tutuştum yandım
Söküp de dikmişti içime oğul
Altından kalkasın yavrum her taşın
Mevlana dönersen kurtulur başın
İmanla gözümden akan her yaşın
Nemini sökmüştü içime oğul
Sözümü milad say yeniden başla
Kalbine doğacak kızgın güneşle
Kazanıp tanış ki ekmekle aşla
De babam ekmişti içime oğul
Mehmet Fikret ÜNALAN
20 Aralık 2017 Saat 18.30
Güzelçamlı/Kuşadası