Hafif hafif yağmaya başlayan yağmurdan ıslanmasını istemediği yarı kurumuş çamaşırları toplamak üzere balkona çıktı kadın. Cam balkon dedikleri pek de kullanışlı değildi ama iplerdeki çamaşırlara uzanabilmek için zoraki açtı camları.
Çiseleyen yağmura rağmen hava açıktı, etrafı daha doğrusu yolu ve yolda yürüyenleri görüyordu;
Arkasından gördüğü genç bir adama tebessümle baktı, bir elinde bakkalından aldığı ekmek poşeti diğer eliyle, elini sıkıca kavradığı çocuğu. Çocuktaki sırt çantasından, ders bitiminde babası tarafından okuldan alındığı anlaşılıyordu...
Yıllar evvel bu ve buna benzer durumları kendisi de yaşamıştı. Tekrar geri gelmesi mümkün olmayan o günlerin özlemiyle sevgi ve saygı duyarak arkasından baktı gözden kaybolmaktaki adama...
İşte orta yaşlı bir bey, yavaş ve temkinli adımlarla yürümekte, emekli izlenimi veriyor, onun da elindeki poşette ekmekler var. Onu da saygı ile süzdü kadın.
Hayret! Hep de elindeki poşette ekmekle yürüyenleri görüyordu. O zaman bir kez daha anladı ki;
Evine ekmek götürenlere saygı duymaktaydı.
Daha kimlere saygı duyduğu sorusunu cevaplamaya çalışırken biraz ötedeki çöp konteynerini karıştırıp bulabildiği kağıt ve karton parçalarını taşımakta zorlandığı iki tekerlekli arabaya benzer düzenekteki Jumbo boy çuvala dolduran genç kız ilişti gözlerine...
Zayıf yapılı, şalvarlı, başında yemenisi güneş yanığı tenli ve naylon eldivenli bu kızcağız...Hava serin, yağmur şiddetini artırıyor, evi nerelerde kim bilir ama ıslanacağı kesin...
Çöplerin arasından seçtiği kağıt ve karton parçalarından ailesine katkı amacıyla helalinden kazanmaya çalışan bu genç kız...
Üzerinde kalın, ısıtıcı giysi de yoktu, diğer insanlar sıcacık evlerinde...
Duygulandı, içi burkuldu.
Daha baskın hissi, ona duyduğu saygı idi...
Evine ekmek götüren insanlar,
Zorluklar içinde helalinden kazanmaya çalışanlar...
Her türlü olumsuzluklara karşı dürüstlüğünden ödün vermeyenler,
Yaşantısının sınırlarını aşmayanlar,
İçinde emeği ile herhangi bir katkısı bulunmayan (rüşvete benzer) bir şeyi kabul etmeyenler,
Yetinebilenler,
Sevgi dolu insanlar,
Saygıya layık diye düşündü,
Düşündü,
Camları ve balkon kapısını kapatıp içeri girdiğinde halâ düşünüyordu, saygı duyulacak insanları...
Selam ve saygılarla,
Yurdagül Alkan