… Kimsecikler yok sahilde, yaz kışa bırakmış nöbetini, esen rüzgar değdikçe tenime içerim soğuk şerbetini!
Koşmak, deniz kenarından dalgalara baka, baka… O dalgalar bazan dert olur, gelir üstümüze, üstümüze! Koştukça çağlamaya devam eder, “Git ulan git, gelme üstüme!” desek de, gelir… Öyle ki, ne zenginliği ne de fakirliği dinler, akar muson yağmurları gibi, bazen hastane köşelerinde, bazen evin içinde, bazen iş yerinde, bazen trafikte… Bizi insanlıktan çıkartır, her dalgasında! Zenginsek, elimizi cebimize sokar parayla çare ararız, fakirsek dualarımıza sarılırız! Öylesi bunalırız ki, sabırsızlığımızla, isyan bayrağıyla kafayı yeriz. O dalgalar en sonunda tsunami olur, alır içine, sürükler… Gözümüzü açarız ki bir dağın başında gözümüzü açmışız, yeni bir güneşle, dalgaların artık yok olduğunu görürüz. Halimize şükrederiz!
Bazen o dalgalar, üstümüze gani gani yağan paralara döner, harca harca bitmez. yemediğimizi yer, israfa alışır, ne oldum delisi oluruz. Kendimizi, haşa, dünyayı yaratan bir tanrı konumunda, şükürsüzce yaşarız. Dalgalar daha güçlü geldikçe, bizde şükürsüzlüğü zirveye vardırırız. En sonunda, sabreden Rabbim, aynı tsunami ile ölüm provası yaptırır ecel teriyle, sürüklerde sürükler can havliyle, sonra kendimize geliriz günahlara ettiğimiz tövbeyle…Elimizden alınır para, pul… Bir dağın zirvesinde yağan muson yağmurları ile ıslana, ıslana bambaşka diyarda yaşamaya başlarız, bir mecnun gibi çöllere düşer, kısa bir çileden sonra normal yaşantıya başlarız!
Dalgalar geleceği getirir, aldığı geçmişle geri döner. Getirdiği o kadar hızlı gelir ki, giderken nasıl gittiğini anlayamayız bile. Bu yüzden ne yaşayacağımızı hesaplamalıyız, planlamalıyız o kısa an içinde. Geldiğinde, hiç düşünmeden de, a anı en güzel biçimde yaşamalıyız. Hayat kısa derler ya, sanırım bu yüzdendir. Eğer tercihlerimiz doğru ve tutarlı ise, sırtımız asla yere gelmez!
Tercihler… Koşmalı Allah’a kul olmak için! İnsan eğer dalgalar gidip geldikçe, kime kul olacağının tercihini yapabilirse, bu da Allah’ın takdir ettiği yol olursa, eline ne geçse, dokunsa, bu asla kalbimizi değiştirmeye hükmedemez. Kalbinde sadece Allah aşkı olur ve onun içine dünyalık aşklar sığmaz, giremez. Bunu da günümüzde kim yapıyor, yapabiliyor… Anlayacağız sıkıntı da burada, dertlerinde çok olması, paranında baş döndürmesi bundan! Kişinin tercihi bu yüzden önemlidir.
Dalgalar kumlara doğru gelirken, tercihini yapmış insanlar ya yürür, ya koşar ya da yüzerek denizin içine karışır, ya da dalgayla da gelir gider yerinde sayarak! Bu arada kronometre de işler ömür bitene kadar…
Saffet Kuramaz