Hayatımda iki defa çok kötü yemin ettim. Her iki yeminimi de yerine getirdim. İyi mi ettim kötü mü ettim orasını yüce yaradana bıraktım.İnşallah Allah günah yazmamıştır.

İlkokul dördüncü sınıfa gidiyordum.Öğretmenimiz Ahmet BOSTANCI bol bol okumamız için hikaye kitabı okumamız gerektiğini söylemişti. Eğer istersek hikaye kitapları alabileceğini, herkes bir kitap parası getirmemizi söylemişti.Bunun için babamdan para istedim.Babam bana "okuyupta adam mı olacaksın, okulu bitir doğru tarlaya" diyerek bana para vermedi.

Bunun üzerine kendi kendime "bir daha babamdan para istersem" diye yemin ettim. İlkokul beşe geçtiğim yılın yaz ayında, konu komşuya annemle birlikte işe gitmeye başladım. Para kazanıp anneme vereceğim, lazım olduğunda annemden para isteyecektim.

O yazın benim akranlarım Kuar-an kursuna gittiler, ben ise tarlada çalışmaya gittim.Bir salı günü annemle birlikte Karacabey'e pazara gittik. Evin ihtiyaçlarını alacaktık. İşimiz bitti minibüs durağına geliyorduk.Bir kitapçının önünden geçiyorduk. "Anne dur biraz şu vitrinde bulunan kitapların fiyatını sorayım" dedim ve kitapçıya daldım. Kitapçı çok para istemişti. Kitaplar altı adetmiş, her biri çok kalın idi.Kitapçıya "bu kitapları bana verir misin yalnız param yok çalışır öderim" dedim. Adam benim kim oluğumu, hangi köyden kimin oğlu oluğumu, güzel bir sorgu yaptı. Daha sonra altı adet kitabı bir kutuya koydu ve bana verdi.

Kitap Kuran-ı Kerim'in Türkçe açıklaması olan ilmuhaberdi. Artık her gece bu kitapları okumaya başladım. Kelimelerin çoğunu anlayamıyordum. Çoğu yerde arapça kökenli kelimeler vardı. Beşinci sınıfı bitirene kadar hem kitapların borcunu ödedim, hem de hepsini okudum.

Okuma hevesim çok yüksekti. Ençok Türkçe, lisede ise Edebiyat dersi ile beden eğitimi dersi idi. Kafama yerleştirmiştim. Mutlaka öğretmen olacaktım. Lise son sınıfta ortalığı siyaset kaplamıştı.Karacabey Gençlik Spor kulübünün voleybol takımında oynuyordum. Kulüp binasının bulunduğu park ve çevresi solcuların elinde idi. Edebiyat dersinde çok iyi olmama rağmen sağcı olan Edebiyat öğretmeni ve Yabancı dil öğretmeni derslerinde beni bıraktılar.

Edebiyat öğretmenine öğle bir söz söyledim ki."Ne zaman öldüğünü duyacağım o zaman lise diplomasını alacağım" dedim. 2003 yılında vefat etti ve ben açık öğretimden lise diplomasını aldım. Şimdi de açıköğretim okuyorum.

Her iksinin de Allah günahlarını afetsin. Ben Hakkımı helal ettim.
( 67- Böyle De Yemin Olmaz Ki başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 23.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu