ALLAH’IN
AYETLERİYLE KAVGA VE ALAY EDENLERLE OTURMAYIN
Allah’ın ayetleri ve devrin imamı
konusunda eğer sizinle tartışmaya kalkarlarsa, biz Allah’a teslim olanlarız ve
ayetleri ile amel edenleriz diyerek orada durmayın ve oradan ayrılın.
3/ÂLİ
İMRÂN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve
menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e
eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel
belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi). Bundan
sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: "Ben ve bana tâbi
olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik. O kitab verilenlere
ve ümmîlere: "Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz
mi?" de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer
yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en
iyi görendir.
2/BAKARA-139:
Kul e tuhâccûnenâ fîllâhi ve huve rabbunâ ve rabbukum, ve lenâ â’mâlunâ ve
lekum a’mâlukum ve nahnu lehu muhlisûn(muhlisûne).
De ki: “Allah hakkında bizimle mücâdele mi ediyorsunuz? Ve O, bizim de
Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Ve, bizim amellerimiz bize, sizin
amelleriniz de size aittir. Ve biz, ona muhlis olanlarız (dîni O'na hâlis
kılanlarız).”
Allah'a ulaşmayı dilemekten haberdar
olmayan insanlar Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile mücâdele ediyorlar. Peygamber
Efendimiz diyor ki: "Bir tane Allah var ve O, bizim de Allah’ımızdır sizin
de Allah’ınızdır. Bizim amellerimiz bize aittir bizi kurtaracaktır, sizin
amelleriniz de size aittir ama sizi kurtaramayacaktır. Biz Allah'a karşı ihlâs
sahibi (daimî zikrin sahibi olduktan sonra ve yerin melekûtunu gördükten sonra,
göklerin melekûtunu da görenleriz) olmuş olanlarız."
Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve
sahâbenin bir kısmı bu ayetlerin muhtevası içerisinde daimî zikre ulaşmışlar ve
nefslerindeki bütün afetleri yok ettikleri için muhlislerden olmuşlardır.
İnsanlar Allah'a ulaşmayı
diledikleri zaman kurtuluş mümkündür. Bugün de İslâm'ı yaşadıklarını düşünen
insanlar, Allahütealâ'nın 12 defa farz kıldığı Allah'a ulaşmayı dileme ve
Allah'a teslim olma konusuna şiddetle karşı çıkıyorlar.
Ve bizimle mücâdele ediyorlar,
tıpkı 14 asır evvel sahâbe ile mücâdele ettikleri gibi...
4/NİSÂ-140:
Ve kad nezzele aleykum fîl kitâbi en izâ semi’tum âyâtillâhi yukferu bihâ ve
yustehzeu bihâ fe lâ tak’udû meahum hattâ yehûdû fî hadîsin gayrih(gayrihî),
innekum izen misluhum, innallâhe câmiul munâfikîne vel kâfirîne fî cehenneme
cemîâ(cemîan). Ve O (Allah), Kitapta (Kur'an'da) size
şöyle indirmişti: “Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay
edildiğini işittiğiniz zaman artık, ondan başka bir söze dalıncaya kadar,
onlarla beraber oturmayın. Aksi taktirde (eğer onlarla beraber oturursanız)
mutlaka siz de onlar gibi olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve
kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacak olandır.
6/EN'ÂM-68:
Ve izâ reeytellezîne yahûdûne fî âyâtinâ fe a’rıd anhum hattâ yahûdû fî hadîsin
gayrih(gayrihî), ve immâ yunsiyennekeş şeytânu fe lâ tak’ud ba’dez zikrâ meal
kavmiz zâlimîn(zâlimîne).
Ayetlerimiz hakkında (alaylı) konuşmaya dalanları gördüğün zaman, ondan
başka bir söze geçinceye kadar artık onlardan yüz çevir. Ama şeytan sana
unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğuyla beraber oturma.
Ayet-i kerimede ne zaman Allah'ın ayetleri
ile alay edenleri görürseniz, onlarla beraber oturmayın, onlara ortak olmayın buyurulmaktadır.
Allahütealâ, "Zamanınızı boşa harcamayın, Allahütealâ'nın güzelliklerini
onlara anlatmak için orada bulunun ve anlatmaya çalışın. Eğer sizi
dinlemiyorlarsa, onlarla beraber oturmayın." buyuruyor.
Allah razı
olsun.
Burhan AKSU