- Sayın Ekonomi hoş geldiniz önce, buyurun oturun şu baş köşeye. Hepimizin
gündemini şu günlerde de geçmişte de, gelecekte de siz belirlediniz, yine de
belirleyeceksiniz...
Ekonomi gelir çöreklenir ülkenin baş köşesine...
- Anlatın bakalım, Sayın Ekonomi neyiniz var neler yapıyorsunuz?
- Vallahi ne olsun, iyilik güzellik desem de siz inanmayın. Her ne kadar
büyümem çok fazla çıkmış görünse de, çok büyüdüğüm söylenemez. Zaman zaman grip
nezle oluyorum. Grip nezle olunca da üşütüyorum haliyle...
- Faizleriniz nasıl bu sıralar?
- Yüksek, yüksek hem de çok yüksek diğerlerine göre. Düşüreyim diyorum bir
türlü düşmek bilmiyor. Hopluyorum, zıplıyorum, takla da atıyorum, olmuyor.
Eninde sonunda gideceğim çelme takacağım faizlere bilmem ki o zaman düşer mi
acaba?
- Enflasyonunuz da yüksekmiş yıllık bazda...
- Sorma birader sorma bu sıralar o da yüksek. Bir taraflarımı yırtıyorum
enflasyonu mu düşürmek için. Bana mısın, sana mısın, ona mısın bile demiyor...
Bir müddet sessizlik olur ekonomi ile Ekonomi Doktoru arasında...
- Piyasa nasıl canlılık bekliyor musun?
- Ortalık toz duman baksana birader. Ben nasıl hastalanmayayım. Her tarafta kan
ve göz yaşı var. Dolar yuro almış başını gitmiş.
- Bu dolar ve yuro senin başını çok fazla ağrıtıyor gibi geldi bana?
- Ağrıtmaz mı hem de nasıl... Onlar yükseldikçe benim de ateşim yükseliyor.
Kanım kaynıyor, hararet basıyor. Dalağım şişiyor, böbreklerim darma duman
oluyor...
- Bunları çıkartsan hayatından bir şekilde sanki biraz iyiye gidersin gibime
geliyor Sayın Ekonomi...
- O kadar resmi olma sadece Ekonomi diyebilirsin bana, hatta kısaltıp da Eko
bile diyebilirisin, billahi hiç alınmam...
- Nasıl istersen Eko'cuğum canım benim.
Sohbet koyulaşarak devam etmektedir...
- Eko'cuğum canım ibibiğim, bu Borsa birader ile aran nasıl şu sıralar...
- Eh işte onunla biraz iyi de zaman zaman kara pazartesiler siyah çarşambalar
oldu mu o da beni hasta ediyor ki hem de ne hasta...
- Bir de bunun kara olanı varmış karaborsa ona ne diyorsun?
- Onu, Karaborsayı hiç sorma o haylazın şirretin, şerefsizin teki zaten. Onun
ile benim yıldızım hiç barışmaz. Kızarım onu tutanlara, ondan medet
bekleyenlere...
- Bu borsanında dünyanın her ülkesinde kardeşleri varmış doğru mu?
- Var, var hemen hemen her ülke de bir de birbirlerine bağlılar ki. Amerika'da
ki borsa nezle olur bizim borsa burada zatürre olur. Rusya'da ki borsa kalp
krizi geçirir, Almanya'da ki borsa kanser olur... İşte böyleyken böyle...
Haspalar ne çok etkilenirler birbirlerinden...
- Birbirlerine üzülüyorlar demek ki haliyle...
Ekonomi ile doktoru birbirlerinin gözlerinin içine içine bakmaktadırler...
- Duydum ki bu piyasa sporlarına da çok meraklıymışsın?
- Evet, meraklıyımdır enflasyon birader ile durmadan müsabaka yaparız. Zaman
zaman güreş tutarız, zaman zaman boks yaparız.
- Hanginiz hanginizi yıkar.
- Eskiden çok sırtımı yere yapıştırırdı bu enflasyon benim de şimdilerde de
eskisi kadar olmasa da yine o yener hep beni ama en azından nakavt olmuyorum,
tuş olmuyorum bu sefer sayıyla yeniliyorum kerataya...
Ekonomi Doktoru başını ellerinin arasına alır ve düşünmeye başlar. Bu ekonomiyi
ne yaparız ederiz de hastalıktan kurtarırız diye...
- Bak dostum, gelelim şimdi senin hastalıklarının hal çaresine...
- Gelelim doktor, hem de aceleyle gelelim.
- Önce çocukluğuna mı insek senin?
- Yok, yok oraları hiç karıştırma, oralara indin mi bir daha çıkamazsın,
diyeyim sana...
- Bir kere en başta yapacağın şey ülkende üretimi arttırmak olacaktır.
Enflasyon hastalığını yenmek için bu şart.
- Tamam arttıralım da faizler yüksek...
- Üretim ve yatırım artarsa, ihracat da artacaktır, ihracat artınca da ülkeye
giren döviz miktarı artar para da bollaşır. Faizler de eşek değil ya illa ki
düşecektir...
- Aman Allah kimseyi düşürmesin.
- Düşürsün düşürsün, faizleri düşürsün ...
- Yatırım artınca, faizler düşünce istihdam da artacaktır haliyle...
- Bu da herkese iş ve ekmek kapısı demek değil mi?
- Tam üstüne bastın kaldır ayağını...
- Yok vallahi ben basmadım.
- Canım söz temsili öyle derler işe sen de anla...
- Ha tamam!
- Hem dayında yok artık arkanda değil mi?
- Hangi dayımdan bahsediyorsun?
- Canım İMF Dayın yok muydu durmadan gelip senin kapını çalar, cebine üç beş
kuruş sıkıştırır, sonrada senden dünya kadar faiz alırdı...
- Onun dayılığı batsın. Ben sildim onu defterden. Bir daha ne kapıdan ne de
bacadan bile sokmam onu ben buralara...
- Tabi canım dayı dediğin anne yarısıdır derler de bu tam bir ölü soyucuydu...
O arada radyo da ''Amanını kelle kelle gel beni biraz yelle.'' şarkısı
çalmaktadır... Tekrar Ekonomi Doktoru lafı alır...
- Hadi bakalım inşallah dediklerimi yaparsan iyileşme ihtimalin çok fazla. Tabi
siyaset adamlarının da sana biraz yardımcı olması lazım...
- Öyle birbirlerine kitap mitap atmamaları lazım. Tabi laf da atmamaları lazım.
- Yaz geliyor turist de gelmeye başlar kısa bir zaman sonra.
- Gelsinler gelmeye de Sayın Doktor'um tarihi eserler filan da kaçırıp
götürmesinler. Harbiden bozuluyorum öyle yaptılar mı?
- İnşallah bol bereketli bir sene seni bekliyor olsun. Allah şifanı versin
Eko'cuğum. Sana şifa verdi mi hepimiz de sağlıklı oluyoruz. Yoksa yandığımızın
resmidir...