Efkar-ı Sükut
Ey Yar !
Efkar-ı sükutum soldururken benzimi
Keşmekeş içinde bütün duygularım
Üstüm başım param parça
Çaresizlik bir ur gibi içimde
Titriyor buzlar içinde
Pişiyorum
İhtiyar, yorgun bedenime çatı ayazı vururken
Uykusuz gecelerim de don yemiş yaprak gibi
Süzüle süzüle dü/şüyorum
Tek başıma yapa yalnız yerin en ıssız dibine
Düşüyorum
Ağzını açmış bekleşiyor ''leş kargaları''
Çıngı çıngı ateş saçıyor alevlenmiş gözleri
Salya sümük homur homur ötüyor
Vurdukça gagasını Gönlümde hançer yarası izleri
Dert acısı, çile, ızdırap
Çekiyorum
Zemheri ayazı kavururken Gecenin kuytusunda
Köz karası elim yüzüm bir ben varım benden içeri
Kocaman cüssenin İçinde bölük pürcük yakasız gömlek
Biçiyorum
Düş yakamdan ey sefalet ben kendi derdime düşmüşüm
Ciğerim alevl alev yanarken an be an tırnaklarımla
Dermansız yaramla dert badesi
İçiyorum
Ne o !
Ezan sesi duyar gibiyim
Gök kubbe semaları çınıl çınıl çınlıyor
Yeniden doğacak güneşi müjdeler gibi
Zikre daldı bir anda kurtlar kuşlar,
Her taraf cıvıl cıvıl
Bir anda sürura erdi ruhum
İçim kıpır kıpır kaynıyor
Bütün engelleri gün doğarken
Aşıyorum
Nuh Comba
(
Efkar-ı Sükut başlıklı yazı
Nuh Comba tarafından
2.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.