Postacı,  sokak sokak adres arar elindeki zarfı teslim etmek için ama yok, üç gündür adres aramaktan artık vaz geçip iş yerine dönmek için kestirme yolu tercih eder. Ne zamandır bu yoldan geçmediğini düşünüp etraftaki küçük değişiklere bakarken  kapısının önündeki sandalyesinde güneşlenen oldukça yaşlı bir adam görünce gülümser ona. Temiz pak nur yüzlü bu adama bir anda  saygı-sevgi karışımı bir duygu hisseder.

Bu bakış karşılık bulur "gel evlat" der bizim postacıya ve arka kısımdan bir sandalye bulur  oturması için.

-Söyle bakalım bir müşkülatın var senin.

Yeni nesil nasıl anlayacak müşkülatın ne demek olduğunu. Duraksamasından anlar "yani zor durumdasın, sıkıntıların var demek istedim."

-Efendi baba, elimde bir zarf adres arıyorum. Alıcısı "MUTLULUK"...

-Oğlum dinle beni, o zarfın alıcısı  mutluluk  gitti buralardan. Arama,  kolay bulamazsın. Biz gençken hatta orta yaşlarda her yerde vardı.

Duvar dibinde açan menekşe...

Sokaklarda oynayan çocukların neşeli sesleri...

Kuşların cıvıltıları...

El ele tutuşmuş gençlerin içten gülüşleri...

Bakkaldan çocuğuna çikolota-gofret alan bir babanın tebessümü...

İnsanlara çok yaklaşıp etek veya pantolonlarını koklayan dost bakışlı köpekler...

Miyavlayarak sahibinin  arabasındaki  bebekle oynayan kediler...

Canın sağ olsun, dükkan senin diyen esnaf...

Vaatlerini yerine getiren yöneticiler...

Vardı bir zamanlar...

Bunlar küçük mutluluklardı sonrasında büyük mutluluklara dönüşürlerdi.

Ha... Şimdi mutluluğun olduğu yerde insanlar;

TV izlemiyorlar,

Gazete okumuyorlar,

Radyo dinlemiyorlar.

"S" harfini yasaklamışlar yani siyaset konuşmuyorlar.

Evlerinin en büyük odasının duvarında büyük bir TÜRK BAYRAĞI,

Diğer duvarda  ATATÜRK RESMİ,

Üçüncü duvarda da KUR'AN-I KERİM asılı...

Gönül verdikleri bunlar...

Ve mutlular...

Postacı zarfa baktı, derin düşüncelere daldı...

-Ne o evlat ne düşünüyorsun?

-Efendi baba yıllar önce de elimde bir zarf vardı bir kız çocuğu annesine mektup yazmış ve zarfın üstüne annesinin adını, soy adını yazıp gideceği yer olarak CENNET demişti. Onu hatırladım...

İzin isteyip teşekkür ederken  elini öptü bu nur yüzlü adamın. Giderken elindeki MUTLULUK ile yıllar öncesinin CENNET zarfını düşünüyordu hala daha...

Sonra karar gibi bir fikir oluştu beyninde "günümüzde  gerilim yapan yalanlardan-dolanlardan, boş  vaatlerden uzak kalıp,  ailesi içinde sevdikleriyle, eşi ve çocuklarıyla  birlikte yepyeni bir dünya kurmak"...

Yeni adresi bulmuştu artık,

Mesaisi de bitmişti sevinçle adeta koşarcasına evine gitti. Giderken çocuklarına gofret, eşine de çok sevdiği tahinli katmer almayı unutmadı...

Akşam yarı açık pencereden sokaklara taşan neşeli sesleri duyanlar gülümsemişler.

Birilerini gülümsetebiliyorsanız ne  mutlu sizlere...

Selam ve sevgi ile,

Yurdagül Alkan.

( Mutluluk Adresini Değiştirmiş başlıklı yazı Gülalkan tarafından 18.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu