Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 25.04.2018
Okunma Sayısı : 1115
Yorum Sayısı : 3

HAYATI VEREN RUH DEĞİL, İNSANI YAŞATAN DA ÖLDÜREN DE ALLAHTIR.

          Kur’an’dan hicret etmiş olan İslam âlemi ruh insana hayat verir, ruh çıkınca insan ölür bid’atına inanmaktadırlar. Bu bir zandır. Zan ise şeytandandır.

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).                                                                                                                      Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah'ın) Kitabı'nı bilmezler, sadece emaniyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zanda bulunuyorlar.

          Maalesef Müslümanların büyük bir kısmı Kur’an’dan ayrıldığı için bidat ve zanlarla yazılan emaniyye kitaplardaki insanların dinine uymaktadırlar. Onlar gerçeği bilmedikleri için zanlarıyla yalan uydurmaktadırlar.

6/EN'ÂM-116: Ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâh(sebîlillâhi), in yettebiûne illez zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).                                                                 Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar.

          İnsanın fizik bedenini yaşatan ruh değil Allah’tır. Yalnız O yaşatır ve O öldürür. İnsan yetmiş trilyon hücreden müteşekkil mitekondini denen elektrik üreten jenaratörlerden oluşan indi ilahi toprağından yaratılmış organik bir makinadır.

15/HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).      Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden) yarattık.

          Allah insana 19 afetle yüklü 7 kademede nefs sehvetmiştir.

91/ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.                                                                                                       Nefse ve onu (7 kademede ahsene dönüşecek şekilde) sevva edene (dizayn edene) (andolsun).

         Ve insana can vererek ona kendi zatındaki mahfuz ruhundan üfürmüştür. İnsan bu sebeple yaratılmışların en şereflisidir. İnsandan başka hiçbir varlıkta Allah’ın ruhu yoktur. Cinlerde, hayvanlarda, bitkilerde ve meleklerde Allah’ın ruhu yoktur.

         Cinler de ölürler ama ruhları çıktıkları için değil, ömürleri bittiğinde fizik bedenleri ölür. Cinler binlerce sene yaşayabilirler. Onların ölümleri yanarak olur. Öldüklerinde ise ruhları olmadığı için nefsleri çıkar.

          Hayvanlarda ölürler ama onlar da ruhları çıktığı için değil, ecelleri geldiği için ölürler.

          Bitkilerde de yine Allah’ın bir ruhu yoktur. Onlar da kurur ve ölürler.

          Allahütealâ kendi zatından yalnız en çok sevdiği ve aşkından yarattığı insana üfürmüştür. Ne kadar hamdedip şükretsek azdır. Bizi cin, bir hayvan veya bir bitki olarak da yaratılabilirdi.

32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).                                                           Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.

           Bu kesin bir olaydır çünkü Allah en son insanı yaratmış ve yarattığı insana can verdikten sonra zatından rahmani bir beden olarak nefse engel olmak için 19 hasletle yüklü bir ruh üfürmüş ve ruhu üfürdükten sonra cinlere ve meleklere secde emrini vermiştir. Yani secde insanın fizik bedenine ve nefsine değil, ruhunadır. Ruh ise Allah’ın zatından olduğu için gene Allah’adır.

15/HİCR-29: Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fekaû lehu sâcidîn(sâcidîne).      Artık onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın!

          İnsan ruhu çıktığı için ölmez. Öldüğü için ruhu ve nefsi çıkar. Yalnız Allah yaşatır ve Allah öldürür. Ve bütün insanların öldükten sonra ruhlarını ölüm melekleri alırlar Allah’a geri götürürler.

15/HİCR-23: Ve innâ le nahnu nuhyî ve numîtu ve nahnul vârisûn(vârisûne).                                     Ve muhakkak ki; Biz, sadece Biz hayat veririz. Ve Biz öldürürüz. Ve varis olanlar da Biziz.       

          İnsanların ruhları dünyada iki defa Allah’a geri döner.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).                                                                                                                                       Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.

          Birincisi, İnsanların ruhları öldükten sonra Allah’a ölüm melekleri tarafından geri götürülerek döndürülür. Bu her insanın yaşayacağı normal bir ölümdür.

32/SECDE-11: Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne).                                                                                                                                      De ki: “Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek (öldürecek). Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”

          İkincisi ise, kişi yaşarken Allah’ın ırcı-i emri gereği ruhunu ölmeden önce Allah’a ulaştırır ve Allah’ın ermiş evliyası, takva ehli kulu ve dostu olur. Ölmeden önce ölür.

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).                                                 Rabbine dön (Allah'tan) razı olarak ve Allah'ın rızasını kazanmış olarak!

          Demek ki insanın ruhu çıktığı zaman ölmüyor, öldüğü için ruhu çıkıyor.

          Bu öğreti şeytanın bir öğretisidir. İnsanın ruhu çıkınca ölür diyerek ölmeden önce ruhu Allah’a ulaştırıp Allah’ın ermiş evliyası olma yolunun bu şekilde önünü kesmiş oluyor.

 

Allah razı olsun.

Burhan AKSU

 

( Hayatı Veren Ruh Değil, İnsanı Yaşatan Da Öldüren De Allahtır. başlıklı yazı mihrimah tarafından 25.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu