Sen omzumuzun sıcacık dost eli
yaşadığın sürece, bizi koruyup gözeten
anne renginin yediveren gülüydün
elimize kıymık batsa nereye bastığını
bilemeyecek kadar etrafımızda
pervane olup, dönendin annem!
Dört evladına da kenetlenen şefkatli ellerinin
dudağından dökülen tılsımlı sözlerinin
sevginin, yumuşak merhametli bakışlarının
anne vefasını hangi birimiz nasıl unuturuz?
Yine, buruk bir anneler günü
ve vakit gece yarısı, sen hüznünde annem!
Karşımda babamla olan tebessümlü fotoğrafın
derinden bakınca
adeta; Gözlerin ağlama der gibi, gözlerime!
Gurbetin gözü kör olsun!
Son izine geldiğimiz yıl
gözlerinle ima ederek
' Bu bizim son görüşmemiz demiştin de'
gözlerimi kaçırarak ' hayır' demiştim
ama buna kalben bende inanmamış
sadece inanmak istemiştim, annem!
Çok sıcak bir İstanbul gece yarısı ve
ardından bastıran delice yağan ılık yağmurun
gökyüzünün gözyaşları olduğunu
senin vefatından sonra anladım, annem!
O gece, birbirimize adeta kenetlenip
sarılmış, ayrılmak istememiştik
ne de olsa sevginizin dört arsızın-dan biriydim!
Bir hafta sonra
Antalyadan, seni son yolculuğuna
çırpınarak uğurlamak!
Fakat taktiri ilahi
hepimizin gideceği de yer, bilindiği üzre zaten belli!
Senin ve babamın;
Yani yokluğunuzun adı yok, hasretin denizinde annem!
Ne senin ne de babamın
şefkatini anımsamamak ne mümkün
her gün dualarım-dasınız
rüyalarımda sizi ne zaman tebessüm ederken, görsem
ebedi istirahatgahınız da, yerinizde rahat olduğunuzu
çok şükür ki,
Rabbım bana ziyadesiyle hissettiriyor!