Bizim mesleğimiz her ne kadar ayakkabıcılık olsa da ilk önce o cümleyi
kuruyoruz sordular mı mesleğin ne diye... ''Serbest Meslek'' efendim... Yani
muzur ve işgüzar birisi de tutup size ''Ne kadar serbest bu sizin meslek?'' diye
size takılırsa hiç aldırış etmeyin... Ayakkabıcılık iş kolunda faaliyet
gösteren mütevazi bir güççücük işletme işte bizimkisi...
Sabaha erkenden açarız dükkanımızı, anahtarla değil, diye bir cümle kurduğum
zaman, hemen aklınıza takılmıştır, herkes anahtarla açıyor da bunlar acaba ne
ile açıyorlar uzaktan kumandaları mı var yoksa? Yok efendim yok, anahtarla
açıyoruz illaki de ondan önce besmele ile açıyoruz, anahtar sonra ki iş a benim
canlarım...
Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de sevilen tipler olduğu gibi
sevilmeyen tiplerde var haliyle... Bir çok işletme iki üç kişi ortağı ile
faaliyette... Haliyle istedikleri zaman ortaklarına bırakıp da bir yerlere
gidebiliyorlar arkadaşlar... Biz de öyleyiz, iki ortak, iki kardeş...
- Ne iş yapıyorsunuz?
- Serbest meslek
- Anladık da ne üzerine?
- Kimsenin üzerine gitmiyoruz sadece ayakkabı üretiyor malzemelerini de
pazarlıyoruz...
- Ne güzel...
- Dost başa düşman ayağa bakar deseler de biz ayaklara rahat ettirmek için
bakıyoruz...
Başların ayak, ayakların da baş olduğu yerlerde bizim mesleği sürdürmek
hakikaten zordur. Allah'dan bizim ülkemizde böyle bir durum yok. Ayaklar ayak,
başlar baş...
Makinelerin gürültüsü zaman zaman sakinliğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu bize
anımsatsa da o gürültüler olmadığı zamanda aç kalırız billahi... Mesleğe yeni
giren kimse yok. Sekiz yıllık ve sonrasında on iki yıllık mecburi eğitim her iş
koluna olduğu gibi bize de sekte vurdu... Meslek Liselerinin bir an önce
çoğalması lazım, her meslekte olduğu gibi bizde de...
- Nasıl yapılıyor bu ayakkabı?
- Çok da kolay değil aslında önce çıraklıktan başlıyorsunuz, sonra kalfa, sonra
da usta oluyorsunuz... Çok da değişik dalları var.
- Sayacılık, kesimcilik, hepsi ayrı uzmanlık istiyor.
- Anlatın biraz.
- Malzemenin en iyisini kullanmak lazım her zaman için. Deri, dış yüzey derisi
çok kaliteli olmak zorunda oğlak derisi ya da büyük baş dana, inek gibi
hayvanlardan oluyor. İç astar da genelde yine keçi derisinden oluyor...
- Hmmm! İlginç.
- Çıraklıktan kalfalığa geçiş bile iki üç yılınızı alır bazen. Alırdı diyelim,
şimdilerde el işçiliği yavaş yavaş kayboluyor, makineleşiyor artık
ayakkabıcılar...
- Sanırım ihraçta ediyoruz bir çok yere ayakkabılarımızı...
- Tabi tabi İtalya kadar olmasa da Avrupa'da söz sahibi sayılırız biz de ayakkabı
konusunda... Onlar bu işe bizden çok önce başlamışlar haliyle...
- Anlatacaktınız ayakkabının nasıl yapıldığını...
- Ayakkabı M.Ö 3500 civarlarında Mısırlılar tarafından bulunduğu varsayılıyor.
Ayakkabının tasarım aşaması, diğer tüm aşamaları etkilediği için oldukça
önemli. Tasarım aşaması ülkemizde ünlü yabancı markaların ayakkabıları satın
alınarak başlıyor. Satın alınan ayakkabılar özenle 'yarılıyor', jargonu o.
Yarılan ayakkabılar, kalıpları kopyalanmak üzere kalıpçılara yollanıyor.
Kalıplar, balmumuna benzer bir maddeden yapılıyor.
- Değişikmiş. Devam edelim.
- Kalıplar geldikten sonra, tasarımcılar çalışmaya başlıyor. Milim milim ölçüm
yaparak üzerine 'ıstampa' denilen, ayakkabının silüeti çiziliyor. Istampa daha
sonra parçalanarak, lazerli deri kesim makinesinin bilgisayarına scan ediliyor.
Istampa parçaları derinin üzerine bir projektör ile yansıtılıyor ve kesim
bıçağı bu parçaların üzerinden geçiyor. Kesimi tamamlanan deri parçaları,
'saya' haline getirilmek üzere sayacılara gönderiliyor. Saya, ayakkabının
kalıba sokulmadan önceki halini aldığı evre. Sayacılar deri parçalarını dikmeye
başlıyorlar. Deriler dikildikten sonra burun kısmına 'bombe', top kısmına
'fort' yerleştiriliyor. Fort ve bombe ayakkabının kalıptan çıktıktan sonra dik
durmasını sağlıyor.
- Çok ilginç biz de neler öğreniyoruz.
- Sayalar dikildikten sonra, kalıplanmak üzere üretim bandına alınıyor. Sayanın
önce burun, daha sonra topuk kısmı kalıba monte ediliyor. Ön ve arka monte
tamamlandıktan sonra kalıp sıcak fırına veriliyor ve deri iyice kalıbın şeklini
alıyor. Kalıbın taban kısmı, tabana yapıştırılmadan önce iyice zımparalanıyor.
Zımparalanan ayakkabılar, tabanların yapıştırılma işlemi olan 'üste' bölümüne
geçirilmeden önce finisaj işleminin ilk evresini görüyor. Finisaj işlemi
ayakkabının modeline göre değişiklik gösteriyor. Deriyi karartma, yakma,
mumlama ve buhara tutma gibi aşamalardan geçebiliyor. Finisajın ilk evresinden
çıkan sayalar, üsteye gönderilip tabanları atılıyor. Tabanlar ilaçlanıp kalıba
yapıştırıldıktan sonra ayakkabılar tekrar fırına ve hemen sonra soğuk
şoklayıcıya sokuluyor.
- Vay vay vay ne aşamalardan geçiyor da biz onu sadece bir ayakkabı olarak
görüyoruz değil mi?
- Aynen öyle
- Anlat anlat daha
- Donan ayakkabılar makineden çıktıktan 10 dakika sonra kalıbından ayırılıyor.
Kalıptan ayrılan ayakkabılar bağcıklarının takılması, mostralarının(tabandaki
deri kısım) yapıştırılması ve kutulanmaları için ikinci finisaj bölümüne
getiriliyor. Bu finisaj evresinde süet ayakkabılar tüylenmemesi için tekrar
yakılıyor, deri ayakkabılar son defa mumlanıyor ve etiketleri yapıştırılıyor.
- Peki ayakkabı seçerken nelere dikkat edeceğiz söylemişken onu da söyle
bari...
- Ayakkabı satın alırken önce iç astarının deri olup olmadığına bakın.
Özellikle dana derisinden yapılan astar, ayak kokusunu büyük ölçüde önler.
İkinci olarak dikkat etmeniz gereken nokta tabanı. Ayakkabı tabanları EVA adı
verilen süngerimsi bir madde, kauçuk, kösele veya neolit adı verilen suni
köseleden yapılmaktadır. Bu aralar kauçuk ve EVA ayakkabılar çok popüler.
Kösele, deriden yapıldığı için diğer taban çeşitlerine göre oldukça pahalı
kaldığından fazla satılmıyor. Kösele diye elinize aldığınız ayakkabıların yüzde
90'ı neolit tabanlıdır. Ayakkabıların üzerinde deri olduğunu belirten
simgelerin olup olmadığını mutlaka kontrol edin. Bu simge, dünyanın her yerinde
gerçek derinin simgesidir. Ayakkabınızı seçtikten sonra mutlaka kalıbın
ayağınıza göre olduğunu kontrol edin. Bazı kalıplarda 40 bazı kalıplarda 41
giyiyor olabilirsiniz. Ayakkabı denenmeden kesinlikle satın alınmamalıdır.
- Eyvallah daha dikkatli oluruz bundan sonra ayakkabı alırken...