Dünya var olduğundan beri kaos, kavga ve savaşlar hiç eksik olmamıştır
yeryüzünden. Kime ne faydası var savaşların diye soracak olursanız, buna da
verilecek tek cevap sadece silah şirketleridir. Düşün bir kere silah
şirketlerinin üç beş tane patronu ve binlerce çalışanından gayrı savaşın hiç
kimseye faydası olmayacak. Geride binlerce ölen, yaralanan kadın, erkek, sabi
sübyan. Kullanılan kimyasal ve nükleer silahlar yüzünden onarılamayacak kadar
tahrip edilen tabiat varlıkları ve tarihi eserler. Silah şirketinde çalışan bir
baba, kazandığı parayı iki oğluna bir kızına yedirirken hiç düşünmeyecek mi
''Benim çocuklarım güzel okullara giderken Irak'da Afganistan'da, Somali'de
çocuklar sapı sapır toprağa düşecek ve onların oyuncakları sahici silahlar
olacaktır.''
Daha önce yapılmış iki dünya savaşı da savaşa giren ülkelerde ve halklarında
büyük maddi ve manevi zararlara yol açmıştır. Bunu kesinlikle inkâr edemeyiz.
Bu savaşlardan sonra meydana gelen yıkımları onarmak ve o toplumları eski
hallerine, yaşayış şekillerine geri döndürmek yıllar almıştır... Japonya İkinci
Dünya Savaşında iki milyona yakın insanını kaybetmiştir ve sanayi gücü
olabildiğince zayıflamıştır savaş öncesine nazaran. Savaştan sonrada kaybeden
tarafta olduğu için teknolojik üstünlüklere sahip çok gelişmiş bir ordu
kurmasına izin verilmemiştir. Almanya ve İtalya'da hakeza aynı durumlara
düşmüşler ve savaştan sonra toparlanmaları uzun zaman almıştır...
Yakın zamanda İran ve Irak iki Müslüman ülke olarak emperyalistlerin gaza
getirmesi ile aralarında savaşa tutuşmuşlar ve bu savaşta her iki taraftan da
milyonlarca insan ölmüş veya yaralanmış yüz binlercesi sakat kalmıştır, daha
sonra ABD'nin Saddam Hüseyin ile menfaatleri bitince onu bir kalemde
harcamaktan da çekinmemiştir Sam Amca. Bildiğiniz gibi İran-Irak savaşının da
kazananı olmadığı gibi her iki ülkede büyük yıkımlara uğramışlardır. Sonunda da
eski ülke sınırlarına geri dönmüşlerdir. Bu savaşta Rusya İran'ı destekler gibi
görünmüş, Amerika'da Irak'ı desteklemiş ve her iki süper güçte İran ve Irak'a
milyarlarca dolarlık silah ve malzeme satmışlardır.
Hindistan ve Pakistan nükleer enerji üretebilen ve atom bombasına sahip olan
iki büyük ülkedir. Bilindiği üzere atom bombası yapabilmek yüksek teknoloji ve
maliyet gerektiren bir iştir. Caydırıcı olması sebebi ile ülkeler tarafından
sahip olunması istenilmektedir. Buna harcanacak zaman ve parayı ülkeler
halklarının refahı ve mutluluğu için harcasalar daha güzel olmaz mı? Nükleer
enerjiye sahip ol, ama gitgide kalabalıklaşan ülkelerinizde bir türlü nüfus
planlaması yapamayın halkınızı da fakirlikten sürüm sürüm süründürün. Bu mu
insanlık?
Gelelim ikiz kulelerin yıkılması olayına. Bunun Müslümanlar üzerine yıkılmaya
çalışılması da bir emperyalist taktiğidir aslında. İkiz kuleler yıkıldıktan
sonra bütün Müslüman coğrafyalarına emperyalistlerce ağır saldırılar
başlatılmıştır. Başta Irak, Somali, Afganistan, şimdilerde Libya ve Suriye her
gün kaos ve anarşi ortamına sürüklenmektedir. Bir coğrafya baştan ayağa
yıkılırken ABD silah şirketleri kâr üstüne kâr rekorları kırmaya devam
etmektedir son hızla... Üç beş tane fok balığı ya da balina için dünyayı ayağa
kaldıran emperyalist ülke vatandaşları, milyonlarca insan sorgusuz sualsiz
öldürülürken, işkencelere uğrarken, kıllarını bile kıpırdatmamaktadırlar işte
bu yaşananlar çifte standart denen olgunun dik alasıdır...
Sovyet Bloğu çöktükten sonra şu anda tek güç gibi görünen ABD dünyayı kasıp
kavurmaya devam etmektedir. Şimdilerde karşılarında ne Sovyet bloğu ne de Çin
ya da Küba vardır. Bakın çevrenize bütün silahlar Müslümanlar üzerine
çevrilmiştir. Tek düşman Müslümanlar ve İslam Ülkeleridir. Bu nasıl yaman bir
çelişkidir ki bir zamanlar Komünist Ülkelere karşı silah yardımı yaptıkları ve
destekledikleri ülkeler şimdi azılı birer düşman olmuşlardır. Emperyalistler
doğaları gereği bulundukları toplumları refah içinde yaşatmak ve daha ileri
seviyelere taşımak, şirketlerine kâr üstüne kâr rekoru kırdırmak, Müslüman
ülkelerin doğal kaynaklarını alabildiğine sömürmek için her iki üç senede bir
mutlaka savaş çıkartmak, çığırtkanlığı yapmak zorundadırlar. Bir yere gelip
mutlaka tıkanacaklar o da aşikâr. Dünya milletlerinin birçoğunun nefretini
kazanan bir ülke eninde sonunda ekonomik olarak gerileyecek ve çökecektir ki
ayrıca bir dolu sosyal problemle de (AİDS, uyuşturucu, fakirlik)
boğuşmaktadırlar.
Dünyanın zenginlik ve güzelliklerinin dünya halkları arasında eşit şekilde
paylaşılması hem barış ortamını meydana getirecek hem de emperyalizme ağır bir
darbe vuracaktır kanaatindeyim. İnsanlık artık yeni bir yola girmek
mecburiyetindedir. Açlığı, yoksulluğu ve savaşları ortadan kaldırmaya var
gücümüz ile çaba harcamalı dünyayı yaşanabilir bir gezegen kılmak için tüm
insanlık hep birlikte seferber olmalıyız. Hepinize en derin sevgi ve saygılar
yine...