canhıraş çığlıklarda,
durgun suların nilüferleri
yarım bırakılmış bilmeceler gücenik,
kimsesiz çekilmiş fiillere
kaytanına nazlanıyor yorgun topaçlar,
yalpalı dön/gellerin
ısırgan yalnızlığında,
dalanmış kapı önleri
kopuk kopuk aynı iplerde,
çamaşır kurutan evlerin cümleleri
sütünü kesmiş,
en pencereli balkona değen incir
hohlanmış cam buğusunda ergen vesveseler
saçaklarda teleği
siyah kuşlar
merdiven altlarında kara kediler
ve sen Z...
ve kış kelebekleri...
ve karanlık...
canımı acıtıyor,
kurmalı saatlerin akrepleri
ok çiziyor tahtaboşuma,
sapı ezik çakılar
sırları dökük testilerden,
su içiyor lekeli güvercinler
gün çirkin
an kötücül
hadi bir sarmaşık sarkıt camından,
nefsime Z...
elma çalalım bir ısırımlık,
yer sofralarından
tut beni sonra aşılı yerimden
yet bana
gelişi
güzel şeylere sevinsin hemhalımız
düş görümlüğü takarken boynuna
az önce...
baktığın yerleri yıktı
kelebek etkilerim Z...
darmadağıldım
büyüsünü bozdu yağmur sonrasının,
ip ince rüzgarım
günlük bir
ölümün kanadını boyadım,
gökkuşağının sakallarıyla
yerimi yadırgayan servi dallarına
korktum ikiyi seven ikilemlerimden
üç yanlışla bir doğruyu götürdüm,
taşlara sürttüm sensizliği
bilendi yok halim
belendim...ilendim
söyle
gecenin diğer yarısına Z...
sevdalar bıraktım sokağınıza,
dolayın diye dillerinize
bilmezden gelin diye yorgunluğuma
lades diyecek size bile bilem,
dip notlarımda
yakışmayacak üstüme oturan ,
yalnızlık ceninleri
aynı terane yine bir başınalığı,
canı dokuz sevdamın
üst üste atılmış bacaklarımın,
vakti çok
kördüğümleri bastonlu,
tek celselik sorgulamalarımın
uyuyasım, ölesim yok
Demir Mutlugil