Ramazan ayının gelişi, ülkemiz insanında ayrı bir heyecan uyandırır.
Günler öncesinde hazırlıklara başlanır. Yufkalar açılır, Mushaflar raflarından
indirilir, çalar saatler bozuksa tamir ettirilir ve imsakiyeler temin edilir.
Ramazanın gelişiyle ilk teravih için kadın- erkek camilere akın eder. İlk
sahurun heyecanı bir başka olur. Ramazanın gelişiyle gönüllere bayram gelir
adeta. Kalpler yumuşar, hoşgörü sel olur. Muhabbet ve selam yayılır insanların
arasında. İbadetler artar, Hatimler indirilir, mukabelelere gidilir, kaza
namazları kılınır, radyo ve televizyonlardan dini programlar dinlenir ve
izlenir. Hastaya, yolcuya, yetime ve yoksula karşı daha cömert ve yumuşak
davranılır. İkramlar ve davetler artar. Bereket yalnız sofraları değil,
gönülleri de doldurur, taşırır. Güzel alışkanlıklar kazanılır, kötü
alışkanlıklar terk edilir. Sigara bile genelde Ramazan aylarında bırakılır.
Camilere gitmek diğer zamanlara göre daha sıklaşır. İnsanlar haramlardan uzak
durmaya çalışırlar. Ramazan’ın bitmesiyle ne oluyor da kazanılan bu güzellikler
yerlerini kötülüklere terk ediyor? Camileri yine sessizlik ve yalnızlık
bekliyor. Mushaflar yine o tozlu raflarına konuyor, seccadelerin sayılarında
bile düşüş oluyor evlerde. Komşuluk, arkadaşlık ve dostlukların yerini yine
kin, nefret ve güvensizlik alıyor. Dileğim, Ramazan ayında kazanılan bu
güzelliklerin Ramazan’dan sonra da sürmesi.
Muhammet AVCI