Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 6.07.2018
Okunma Sayısı : 1559
Yorum Sayısı : 0

SIRATI MÜSTAKİM NEDİR?

ALLAHÜTEALA;

23 / MU'MİNUN - 17 : Ve lekad halaknâ fevkakum seb'a tarâika ve mâ kunnâ anil halkı gâfilîn(gâfilîne).
Ve andolsun ki Biz, sizin üzerinizde 7 yol yarattık ve Biz, yaratmaktan gâfil değiliz.

65 / TALÂK - 12 :Allâhullezî halaka seb'a semâvâtin ve minel ardı mislehunn (mislehunne), yetenezzelul emru beynehunne li ta'lemû ennallâhe alâ kulli şey'in kadîrun ve ennallâhe kad ehâta bi kulli şey'in ilmâ(ilmen). 
O Allah ki, yedi kat gökleri ve yerden de onların misli kadarını (yedi kat yerleri) yarattı. Allah'ın her şeye kaadir olduğunu ve Allah'ın her şeyi ilmen (ilmi ile) ihata etmiş olduğunu (kuşattığını) bilmeniz için emir, onların arasında (gökler ve yerler arasında) devamlı iner.

           Ayetlerinde biz üzerinizde 7 yol yarattık(7 kat gökler) , bir mislini de yerde yarattık(7 kat yerler) diyor. Üzerimizdeki bu 7 kat yol, yıldızlar âleminden sonra başlayan, yukarıya doğru melekût alemi olan tariki müstakimdir.

41 / FUSSİLET - 12 :Fe kadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve hıfzâ(hıfzen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).
Böylece onları iki günde yedi kat gök olarak kaza etti (yarattı, tamamladı). Her gök katına kendi emrini vahyetti. Ve dünya semasını kandillerle muhafaza ederek süsledik. İşte bu, Azîz ve Alîm olan (Allah'ın) takdiridir.

          Allahütealâ dünya semasını kandillerle süsledik diyerek yıldızlar âlemini zemin katın tavanı olduğunu anlatmaktadır. İçinde en az 100 milyar yıldız bulunan, 100 milyar galaksi olan, sonsuz bir yıldızlar âlemi olan kainat. Altımızda ve üstümüzde birbirinden milyarlarca ışık yılı uzaklığa yayılmış olan sonsuz yıldız kümeleri. Zemin katın tavanı. Muhteşem bir yaratma dizaynı.

          İşte yukarıya doğru bu 7 kat gök ve yol, bizi Allah’a ulaştıran tariki müstakîmdir. Sıratı müstakimin tamamı 2 yatay 2 dikey sebilden oluşur.

1.ci Yatay Sebil;
          Sıratı müstakîmin başlangıcı olan dünyaya paralel, tariki müstakimin başlangıcı olan devrin imamının dergahına uzanan gönül gözü ile görülebilen sebillerdir.

16 / NAHL - 9 :Ve alallâhi kasdus sebîli ve minhâ câir(câirun), ve lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). 
Ve sebillerin (dergâhlardan Sıratı Mustakîm'e ulaşan bütün yolların yani mürşidlerin) tayini, Allah'ın üzerinedir. Ve ondan sapanlar vardır. Ve eğer O dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi. 

          Bu sebillerin her birinin başına sayısını Allah’ın bildiği görevli kullarını tayin eder. Her bir dergâhtan uzanan yol devrin imamının dergahına ulaşır.

1.ci Dikey sebil;
          Üzerimizde yaratılan melekût âlemi olan bu 7 kat gök, tariki müstakimi oluşturur. Aynı zamanda bu katlar 7 nefs kademesini ifade eder.

1- Nefsi emmare,

2- Nefsi levvame,

3- Nefsi mülhime,

4- Nefsi mutmainne,

5- Nefsi raziye,

6- Nefsi mardiye,

7- Nefsi tezkiye.

2.ci Yatay sebil;

7.ci kattan sonra yatay 7 bölümden oluşan sebil.

1- Kader hücreleri,

2- Ümmül kitap,

3- Kudret denizi,

4- Makam-ı Mahmud,

5- Divan-ı Sâlihîn,

6- Zikir hücreleri,

7- Sidretül münteha

2.ci Dikey sebil;

2.ci yatay sebilin 7.ci bölümünden sonra başlayan ve Allah’a ulaşılan son sebil.

          Bütün melekler ve ruhlar bu yolu kullanmaktadırlar. Peygamberimizde miraca çıkarken bu yolu kullanmıştır. Cebrail a.s. ile beraber yolculuk yapan peygamberimiz sidretül müntehaya kadar beraberce çıkmışlardır. Sidretül münteha varlıklar âleminin sonu olduğundan Cebrail a.s. orada kalmış ve peygamberimiz oradan sonra tek başına huzuru ilahiye çıkmıştır. Çünkü yalnızca insan ruhu Allah’a ulaşabilir. Başka hiçbir varlık buna yetkili değildir.

          İşte bu dört sebilden oluşan yolun tamamına sıratı müstakim denir. Sıratı müstakîm ruhumuzu ölmeden önce Allah’a geri döndürüp ulaştırdığımız ve bizi Allah’ın ermiş evliyası olmamızı sağlayan yolun adıdır. Öbür dünyada cehennem üzerinden cennete geçilen bir köprü değildir. Kur’an’ı kerimde bunu anlatan ayetlerin bazıları aşağıda verilmiştir.

15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).                                              Allahütealâ şöyle buyurdu: “İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran) yoldur.”

6/EN'ÂM-126: Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad fassalnâl âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne).                                                                                                     Ve bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur. (Allah'a götüren yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.

4/NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).                                                                                      Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).

43/ZUHRÛF-62: Ve lâ yasuddennekumuş şeytân(şeytânu), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun).                                                                                                                         Ve şeytan sakın sizi, (Sıratı Mustakîm'den) men etmesin. Muhakkak ki o, sizin için apaçık düşmandır.

         Eğer sırat cehennemle cennet arasında bir köprü ise şeytan neden bu dünyada bizi Allah’a ulaştıran sırat üzerine oturup Allah’a ulaşmamıza engel oluyor. Sıratı bu dünyada geçemeyenler, yani tariki müstakîm üzere tarikat ehli olmayanlar Allah’a ulaşmayı dilemeyen şeytanın onlara engel olduğu insan ve cinlerin büyük bir kısmıdır.

7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme).                                                                                                                 (İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.

           İşte bu yüzden şeytan ve taraftarları insanları sıratı müstakimden döndürmek için büyük bir savaş vermektedirler.

7/A'RÂF-27: Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrece ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealneş şeyâtîne evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).                                                                                                                         Ey Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanızı), onların ayıp yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın sizleri de fitneye düşürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluğu), sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz şeytanları mü'min olmayanlara dost kıldık.

          Kim Allah’a ulaşmayı dilemez ve yalanlarsa onlar Allah’a sıratı müstakîm üzerinden geri dönemezler. Çünkü onlara gök katları açılmaz. Halbuki her insan öldüğünde ölüm melekleri o kişinin ruhunu alarak ellerinde bulunan anahtarlarla gök katlarını açıp çıkarak Allah’a ulaştırırlar. O zaman demek ki aşağıdaki ayet de ölmeden önce ruhun Allah’a gök katlarını geçerek sıratı müstakîm üzerinden ulaştırılması gerektiğini anlatmaktadır.

7/A'RÂF-40: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).                                                                                            Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah'a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.

40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı).                                                                                    Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah'a ulaşmayı dilediği için Allah'ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.

          Ve biz her gün beş vakit namazda okuduğumuz Fatiha’da bizi sıratı müstakime ulaştırması için neden dua ediyoruz değil mi?

1/FÂTİHA-6: İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).                                                                        (Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet et (ulaştır).

1/FÂTİHA-7: Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).                                                                                                                                             O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil.

 

Allah razı olsun…                                                                                                                       Burhan AKSU

( Sıratı Müstakim Nedir? başlıklı yazı mihrimah tarafından 6.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu