SIRATI
MÜSTAKİM NEDİR?
ALLAHÜTEALA;
23 / MU'MİNUN - 17 : Ve lekad
halaknâ fevkakum seb'a tarâika ve mâ kunnâ anil halkı gâfilîn(gâfilîne).
Ve andolsun ki Biz, sizin üzerinizde 7 yol yarattık ve Biz, yaratmaktan gâfil
değiliz.
65 / TALÂK - 12 :Allâhullezî halaka
seb'a semâvâtin ve minel ardı mislehunn (mislehunne), yetenezzelul emru
beynehunne li ta'lemû ennallâhe alâ kulli şey'in kadîrun ve ennallâhe kad ehâta
bi kulli şey'in ilmâ(ilmen).
O Allah ki, yedi kat gökleri ve yerden de onların misli kadarını (yedi kat
yerleri) yarattı. Allah'ın her şeye kaadir olduğunu ve Allah'ın her şeyi ilmen
(ilmi ile) ihata etmiş olduğunu (kuşattığını) bilmeniz için emir, onların
arasında (gökler ve yerler arasında) devamlı iner.
Ayetlerinde biz üzerinizde 7 yol yarattık(7
kat gökler) , bir mislini de yerde yarattık(7 kat yerler) diyor. Üzerimizdeki
bu 7 kat yol, yıldızlar âleminden sonra başlayan, yukarıya doğru melekût alemi
olan tariki müstakimdir.
41 / FUSSİLET - 12 :Fe kadâhunne
seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed
dunyâ bi mesâbîha ve hıfzâ(hıfzen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).
Böylece onları iki günde yedi kat gök olarak kaza etti (yarattı, tamamladı).
Her gök katına kendi emrini vahyetti. Ve dünya semasını kandillerle muhafaza
ederek süsledik. İşte bu, Azîz ve Alîm olan (Allah'ın) takdiridir.
Allahütealâ dünya semasını kandillerle
süsledik diyerek yıldızlar âlemini zemin katın tavanı olduğunu anlatmaktadır.
İçinde en az 100 milyar yıldız bulunan, 100 milyar galaksi olan, sonsuz bir
yıldızlar âlemi olan kainat. Altımızda ve üstümüzde birbirinden milyarlarca
ışık yılı uzaklığa yayılmış olan sonsuz yıldız kümeleri. Zemin katın tavanı. Muhteşem
bir yaratma dizaynı.
İşte yukarıya doğru bu 7 kat gök ve
yol, bizi Allah’a ulaştıran tariki müstakîmdir. Sıratı müstakimin tamamı 2
yatay 2 dikey sebilden oluşur.
1.ci Yatay
Sebil;
Sıratı müstakîmin başlangıcı
olan dünyaya paralel, tariki müstakimin başlangıcı olan devrin imamının
dergahına uzanan gönül gözü ile görülebilen sebillerdir.
16 / NAHL - 9 :Ve alallâhi kasdus
sebîli ve minhâ câir(câirun), ve lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne).
Ve sebillerin (dergâhlardan Sıratı Mustakîm'e ulaşan bütün yolların yani
mürşidlerin) tayini, Allah'ın üzerinedir. Ve ondan sapanlar vardır. Ve eğer O
dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.
Bu sebillerin her birinin başına
sayısını Allah’ın bildiği görevli kullarını tayin eder. Her bir dergâhtan
uzanan yol devrin imamının dergahına ulaşır.
1.ci Dikey
sebil;
Üzerimizde yaratılan melekût âlemi
olan bu 7 kat gök, tariki müstakimi oluşturur. Aynı zamanda bu katlar 7 nefs
kademesini ifade eder.
1- Nefsi
emmare,
2- Nefsi
levvame,
3- Nefsi
mülhime,
4- Nefsi
mutmainne,
5- Nefsi
raziye,
6- Nefsi mardiye,
7- Nefsi
tezkiye.
2.ci Yatay
sebil;
7.ci kattan
sonra yatay 7 bölümden oluşan sebil.
1- Kader
hücreleri,
2- Ümmül
kitap,
3- Kudret
denizi,
4- Makam-ı
Mahmud,
5- Divan-ı
Sâlihîn,
6- Zikir
hücreleri,
7- Sidretül
münteha
2.ci Dikey
sebil;
2.ci yatay sebilin
7.ci bölümünden sonra başlayan ve Allah’a ulaşılan son sebil.
Bütün melekler ve ruhlar bu yolu
kullanmaktadırlar. Peygamberimizde miraca çıkarken bu yolu kullanmıştır.
Cebrail a.s. ile beraber yolculuk yapan peygamberimiz sidretül müntehaya kadar
beraberce çıkmışlardır. Sidretül münteha varlıklar âleminin sonu olduğundan
Cebrail a.s. orada kalmış ve peygamberimiz oradan sonra tek başına huzuru
ilahiye çıkmıştır. Çünkü yalnızca insan ruhu Allah’a ulaşabilir. Başka hiçbir
varlık buna yetkili değildir.
İşte bu dört sebilden oluşan yolun
tamamına sıratı müstakim denir. Sıratı müstakîm ruhumuzu ölmeden önce Allah’a
geri döndürüp ulaştırdığımız ve bizi Allah’ın ermiş evliyası olmamızı sağlayan
yolun adıdır. Öbür dünyada cehennem üzerinden cennete geçilen bir köprü
değildir. Kur’an’ı kerimde bunu anlatan ayetlerin bazıları aşağıda verilmiştir.
15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun). Allahütealâ
şöyle buyurdu: “İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran) yoldur.”
6/EN'ÂM-126: Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad fassalnâl
âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne). Ve
bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur. (Allah'a götüren
yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.
4/NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se
yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ
(mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce
ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise,
(Allah) Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine
ulaştıran "Sıratı Mustakîm"e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).
43/ZUHRÛF-62: Ve lâ yasuddennekumuş şeytân(şeytânu), innehu lekum
aduvvun mubîn(mubînun). Ve
şeytan sakın sizi, (Sıratı Mustakîm'den) men etmesin. Muhakkak ki o, sizin için
apaçık düşmandır.
Eğer sırat cehennemle cennet arasında
bir köprü ise şeytan neden bu dünyada bizi Allah’a ulaştıran sırat üzerine
oturup Allah’a ulaşmamıza engel oluyor. Sıratı bu dünyada geçemeyenler, yani
tariki müstakîm üzere tarikat ehli olmayanlar Allah’a ulaşmayı dilemeyen
şeytanın onlara engel olduğu insan ve cinlerin büyük bir kısmıdır.
7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel
mustekîm(mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı
Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.
İşte bu yüzden şeytan ve
taraftarları insanları sıratı müstakimden döndürmek için büyük bir savaş
vermektedirler.
7/A'RÂF-27: Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrece
ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ
innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealneş şeyâtîne
evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne). Ey
Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanızı), onların ayıp
yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın
sizleri de fitneye düşürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluğu),
sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz şeytanları
mü'min olmayanlara dost kıldık.
Kim Allah’a ulaşmayı dilemez ve
yalanlarsa onlar Allah’a sıratı müstakîm üzerinden geri dönemezler. Çünkü
onlara gök katları açılmaz. Halbuki her insan öldüğünde ölüm melekleri o
kişinin ruhunu alarak ellerinde bulunan anahtarlarla gök katlarını açıp çıkarak
Allah’a ulaştırırlar. O zaman demek ki aşağıdaki ayet de ölmeden önce ruhun
Allah’a gök katlarını geçerek sıratı müstakîm üzerinden ulaştırılması
gerektiğini anlatmaktadır.
7/A'RÂF-40: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu
lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil
hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne). Muhakkak
ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları
açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah'a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne
deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle
cezalandırırız.
40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ
men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı). Dereceleri
yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı)
dilediği kişinin (Allah'a ulaşmayı dilediği için Allah'ın da Kendisine
ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün
geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ
edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.
Ve biz her gün beş vakit namazda
okuduğumuz Fatiha’da bizi sıratı müstakime ulaştırması için neden dua ediyoruz
değil mi?
1/FÂTİHA-6: İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme). (Bu
istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet et (ulaştır).
1/FÂTİHA-7: Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd
dâllîn(dâllîne).
O
yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine
gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin)
yolu değil.
Allah razı
olsun…
Burhan AKSU