Gülseydin şayet,
Gamzeli yanaklarında gül biterdi.
Sana meftun olan bu gönlüm muradına
ererdi.
Bir anlık visalinde,
Gönlüm yollarına gül yaprakları
sererdi.
Gülseydin şayet,
Meşakkatli bu hayatın yorgunlukları, son
bulurdu.
Her günüm sanki bana, bayram seyran olurdu.
Bir tatlı tebessümün,
Kemliklerin her türlüsünden, beni
korurdu.
Gülseydin şayet,
Gam ve kasavetlerim, muhacir olurdu
benden.
Sevda kılıcım, çok keskin bilenirdi, yeniden.
Hal ve ahvalime, bir kez baktığında,
Anlardın seni ne kadar sevdiğimi
sahiden.
Gülseydin şayet,
Sevinir mutlu olurdum, günahsız gedalar gibi,
Görünürdü, en bulanık suların dibi.
Aşk ve sevdalar, insanı derinden mutlu
ederdi,
Sevdalılar olurlarsa, birbirlerine karşı samimi.
Gülseydin şayet,
En nadide güller, otağın kurardı, yanaklarında.
Dillerden düşmeyen sevdamız, gizlenirdi
duvaklarında.
Muştuların muştusu verilirdi, bir visal
ile,
Sana sevdalı gönlümün firaklarında.
Gülseydin şayet,
Olmazdım ben yaşadıkça, analı babalı
yetim,
Sararıp solmazdı asla, benzim betim.
Güldüğünü görüp, ölseydim şayet,
Mezarımda çürümezdi, bedenimdeki etim.
Gülseydin şayet,
Hal ve ahvalim olmazdı, bu kadar yaman.
Çarçabuk geçerdi, en sıkıntılı zaman.
Felek zalimlikte çok mahir olduğu
halde,
Vermezdim ona, hiçbir vakit aman.
Gülseydin şayet,
Ziyadeleşirdi gün be gün, aşk ve şevkim,
Sevdalılara örnek olurdu, hayat keyfim.
Beni cennetlik ederdi,
Rahmani yollarda, aşk ve şevkle yaptığım, zikirlerim.
Gülseydin şayet,
Gönül bahçeme, tünemezdi, uğursuz
baykuşlar.
Aşkın pazarında, çok bereketli olurdu
satışlar.
Fevkaledeninde fevkinde olurdu,
Beni ayakta tutan, nabzımdaki düzenli
atışlar.
13/Temmuz/2018