Gözümün içine baka baka, beni
kandırıyorlar,
Dinimi ve mukaddesatımı, harukulede
anlatıyorlar,
Anlattıklarını, içtimai hayatta, hiç
yaşamıyorlar,
Rolünü fevkalede yapan, bir artist gibi
davranıyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Bu üç günlük fani dünyada, aziz iken
kendilerini rezil ediyorlar,
Menfaatleri uğruna, sap ile samanı, hak
ile batılı, birbirine karıştırıyorlar,
Şeytani yollarda gönül kırıyor, zalim
nefislerini, coşturup azgınlaştırıyorlar,
Bindikleri dalları kesiyor,
zalimliklerini her geçen ziyadeleştiriyorlar.
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Aldıkları tomarlarca parayı, helal
etmeden ceplerine dolduruyorlar,
Rengârenk Muhammedi gül goncalarını, bir
hiç uğruna yolduruyorlar,
Baki alemi, sırat köprüsünü, mizanın
önündeki hal ve ahvallerini, hiç düşünmüyorlar,
Sanki mezara birlikte götüreceklermiş
gibi, mal mülk biriktiriyorlar.
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Zalimliği, vicdansızlığı, merhametsizliği
şiar edinmişler, hayâsızca gülüyorlar,
Ar ve haya damarları çatlamış, şanı
yüce Allah’tan hiç mi hiç korkmuyorlar,
Sadece ve sadece, birbirlerine rıza-i
lillah için, gidip gelmiyorlar,
Paslanmış, körelmiş, gönül bıçaklarını, mahirce bilemiyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Çalışkan bir öğrenci gibi derslerine
çok iyi çalışıyorlar,
Kimin arabasına binerlerse, aşk ve
şevkle onun türküsünü söylüyorlar,
Gönülden sevmediklerine bile, seviyor
görünüyorlar,
Berrak sular varken, boz bulanık
sularda ha bire kulaç atıyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Bu dünyanın, ahiretin tarlası olduğuna, inanmıyorlar,
“Sana ne her koyun kendi bacağından
asılır” diyorlar,
Kemlik bilmeyenlerin, gıyabında su-i
zanda bulunuyorlar,
Kimsesiz dul ve yetimlerin, yardımına
hiç koşmuyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Velinimet olan güzel talebelerinin
namusuna, kem gözle bakıyorlar,
Gönüllerine en paslı yirmilik çivileri
çakıyorlar,
Nazik bedenlerini, cahilane en şiddetli
narlarda yakıyorlar,
Pınar olup nadasa bırakılmış, bereketli gönül
tarlaların, akmıyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Ben ve ben gibilerle alay ediyor,
bizleri beğenmiyor, bıyık altından gülüyorlar,
Bismillah demeden, sofraya oturuyor,
elhamdülillah demeden, sofradan kalkıyorlar,
Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi,
nedir bilmiyorlar,
Yapılması gerekenleri, gerektiği zaman yapmıyor,
yapmak da istemiyorlar,
Müdahale ettiğimde de, sen işine bak
diyorlar!
Bakar kör olmuşlar, görülmesi
gerekenleri, görmüyorlar,
Tarihe mal olmuş kıssalardan,
kendilerine bir pay çıkarmıyorlar,
Dünya nimetlerini acılaştıran ölümü,
hiç mi hiç akıl etmiyorlar,
"Altta kalanın canı çıksın", "Bana
dokunmayan yılan bin yaşasın" diyorlar,
Müdahale ettiğimde de sen işine bak
diyorlar.
Namertlerin köprülerinden aşk ve şevkle
geçiyorlar,
Kurnaz tilkilerin gölgesinde serinleyip,
keyif üstüne keyif çatıyorlar,
Bu yalancı cennet vatana, hayırlı evlat
yetiştirmiyorlar,
Şeref abidesi, ay yıldızlı bayrağımızı,
özgürce dalgalanmasını arzu etmiyorlar,
Müdahale ettiğimde de sen işine bak
diyorlar.
Yoruldum bunları görmekten,bunlarla aynı mekanlarda yaşamaktan,
Gına geldi. Derdimi, orada burada, sevdiklerime anlatmaktan,
Bir an önce ayrılmak istiyorum, bu fani dünya hayatından,
Ama her şeye rağmen bu can bu tende oldukça vazgeçmeyeceğim doğruları yaşamaktan,
Havale ediyorum yerin göğün sahibi şanı yüce Allah'a, bulsunlar cezalarını Allah'tan.
18/Temmuz/2018